Mevsimler de şaşırdı…
Bir bakıyorsun soğuk, yağmur, fırtınayla kış geri geldi sanıyorsun…
Bir bakıyorsun, havanın güzelliği, parlak güneş, ılık öğlenler, birden bastıran sisler ve kuş sesleriyle bahar günlerini yaşıyoruz.
Bütün güzelliğine rağmen böyle zamansız mevsimler derinlerde bir hüznü de kıpırdatıyor….
Terk etmeye hazırlanan sevgilinin son öpüşü gibi, geçmişteki güzel günleri insafsızca hatırlatıp geleceğin yalnızlığıyla insanı korkutan bir yanı da var bu zamansız mevsimlerin.
O yüzden, güzel olan bu günlerde hayal kurmaktan bile korkuyorum…
****
Eskiden öyle miydi…
Nisan gelince, içimde bir pencere açılırdı…
Yeni bir kişilikle bakardım dışarı…
Yeşillik, güzellik, iyilik, tatlılık…
Umut vericiydi her ne varsa!
"Mutluluk yaşamın kendisidir " insanoğlu elini uzatsa her şeyi elde edebilir, sanırdım..
Kolaydır, basittir, yakındır özlemler diye düşünürdüm…
Çok uzak değil, geçen baharı hatırlıyorum.
Yepyeni bir insan olmuştum sanki…
Büyük sorunlarım vardı, hiç etkilenmemiştim.
Bütün engeller, güçlükler, bir daha karşılaşmamak üzere silinip gitmişti sanki…
Küçücük mutluluklar bile baharın gücüyle kat kat büyümüştü…
Aslında bahar doğanın bir nimetidir bize.
Yılda bir defa insanın değişmesi için fırsat yaratır.
Sanki der ki, "İşte ben sende yepyeni bir güç yaratıyorum. Sana gençleşme imkanı sağlıyorum. Hiçbir şeyin zamanı geçmez, hiçbir şey büsbütün elden gitmez. En yenik düştüğün an bile mutluluk birazcık ötendedir."
Şimdi neden anlamı değişti öyleyse!...
****
Nisan'ın bu güneşli günlerinde güçlü olmak istiyorum.
Kısa da olsa bazen bu günler umutlarımı diriltme çabası uyandırıyor bende.
Tedirgin oluyorum, ve hemen umutsuzluklara, mutsuzluklara geri dönüyorum.
Neler hatırlatıyor şu nisan günleri?
İstediğimiz halde ulaşamadığımız, bir zamanlar elde etmek için didindiğimiz şeyleri mi?
Neler, neler?..
Hatırlamak, kimi için mutluluk, kimi için mutsuzluktur…
Öyle anılar vardır ki hatırlanması bile acı verir.
O baharın gücüyle kat kat büyüyen mutluluklar, bu baharda üzüyor beni, canımı acıtıyor.
Bir bahar daha gitti gidecek derken bir de bakacağız ki, ne yaz var, ne de sonbahar…
****
Herkes gitmiş Tersanede yapayalnızım..
Pırıl, pırı bir akşamüstü.
İstanbul geceye hazırlanıyor...
Sessizliğin içinde şairin sesi yankılanıyor sanki:
"Bilir misin karanlıkta yürümek zordur,
aşkın yürek içindeki kıpırtısını anlamak da..."
****
Evet zordur insan olmak!..
Neden yarım bırakılır yaşam, neden konuşamaz insanlar...
Ah yalnızlığın acısıyla uyandığımız sabahlar, o geç bulup da erken yitirdiğimiz aşklar...
Son karda yürümeyi, yağmuru, baharda yeniden doğuşa şahitlik etmeyi, yaz sevinçlerini, yolculukları, şarabı geride mi bıraktık ?..
Işıl ışıl olan gökyüzü kararıyor...
Güray Öz'ün dizeleri de "başka ne olsun" diyor...
Sen olmasan akşam oluyor
yapraklar dökülüyor,
serin akşamlarda üşüyorum
başka ne olsun...
.......
İyiyim, soluyor duvardaki ince sarmaşık
ben iyiyim, akşamları erken gidiyorum eve
bazen ruhum kararıyor, herkesin ruhu kararır
başka ne olsun
selam ediyorum, gözlerinden öpüyorum, seni seviyorum
başka ne olsun.....