Balık gününde ;
Konuşma metnimin bir bölümünü İzmit Körfezi'ne ayırmıştım.
Orada yaşananlardan duyduğum endişeleri dile getirirken çok büyük felaketlerin yaşanabileceği konusunda Denizcilik İdaremizi uyaran mesajlar vermiştim.
Demek ki anlaşılmamış !...
O gün aramızda bulunan sayın müsteşarımız belki benim bu konuşmalarımdan rahatsızlık duymuş ki ;
Verdiği cevaplarla sermayeyi korumak uğruna mensubu bulunduğu yüce camiayı üzerek kendisinden çok şey bekleyen meslektaşlarını hayal kırıklığına uğratmıştır.
Biz dostuz..... Dost acı söyler ; Ama doğruyu söyler ...
Körfez için de bu düşüncelerimi vurgularken içtenliğimle söylemiştim. . Mesleğimin bana verdiği otuz iki yıllık tecrübelerimle söylemiştim. Bu karmaşayı yakınen gözlemlemek için körfez içinde 65 gemi üzerinde dolaşarak çeşitli olumsuzlukları gören bir denizci olarak söylemiştim.
Ankara ziyaretlerimde Deniz Ulaştırması Genel Müdürlüğüne ve değerli idarecilere bu konudaki endişelerimi fırsat buldukça aktarmıştım.
Müsteşarlığımız ; değişik kesimlerden gelen her türlü önerileri, sesleri ; dikkate alarak arzu edilen boyutta , doğrultuda karar ve kanunlar çıkartırken ; Kişilerin menfaatlerini en üst düzeyde tutarak emniyet ve kalite faktörünü hep gözartı etmiştir. Yakın zamanda kanunlaşan Denizcilik Müsteşarlığının Kuruluş ve görevleri hakkındaki kanun tasarısı da bu yönde eleştireceğimiz en büyük kanıttır.
Şimdi FELAKET geliyor...
İşte habercisi ...
İki gün önce Ukrayna bandıralı 2571 Grt 'luk M/V OREL 4 adlı gemi demir yerinden Kılavuz Kaptan alarak gece yanaşmak üzere hareket ediyor. Dil Burnu bölgesinde kereste yükü ile birlikte karaya oturuyor . Denizcilikte tedbir almazsanız herşeye hazırlıklı olmalısınız. Bu olayda da tek tesellimiz can ve mal kaybı olmaması bizler için sevindiricidir. Ancak İzmit körfezi bugün değil , uzun bir süredir tehlike sinyalleri vermektedir. Bu bölgede çalışan kılavuz kaptanların çalışma koşulları Müsteşarlığımız tarafından şimdiye kadar hiç irdelenmişmidir ?
Bir tarafta 44 Kılavuz kaptan ile hertürlü çalışma koşullarının oluştuğu hizmetini kanıtlamış mükemmel bir düzen ; diğer tarafta özel transferler ile bu sistemi yıkmak uğruna ratçıların ocağına düşen meslektaşlarımız. Gerçekten çok acı .... Günlerce uykusuz kalarak verdikleri hizmetlerin ardından böyle kazalara herzaman hazırlıklı olmalıyız.
Tanrı daha büyüklerinden korusun ...
Şuna inanıyorum ki .. İdaremiz bu yaşanan kaza ile birlikte Körfeze bakış açısını değiştirecektir. Sağlıklı karar ve çalışma koşulları bunu gerektiriyor.
Yıllarca deprem ve artçı depremlerin korkusuyla yaşayan İzmit Körfezi halkı bu kez bir rekabet uğruna tekrar denizden gelecek tehlikelerle karşı karşıya bırakılmamalıdır.
İzmit körfezi bir minibüs hattı haline getirilmemelidir. Gemiler kapanın elinde değil; tecrübe ve uzmanlık alanında kendini kanıtlamış Kuruluşlara bırakılmalıdır. Herşeyin üstünde olan emniyet faktörünü oluşturan şartlar iyi tesbit edilmelidir.
Kılavuzlukta rekabet Denizde FELAKET demektir.
İzmit Körfezinin can ve mal güvenliği ve seyir emniyetini güvene almak Müsteşarlığın temel görevidir.
Rant uğruna bu kargaşayı yaratanlarla , iş birliği içinde bulunanlar, bu yanlışlığın farkına varmalıdırlar. Müsteşarlığımız bu yönde son noktayı koymalıdır..
Sinyal veren bu tehlikelerin nasıl önleneceği konusunda alınacak önlemler dikkatle izlenmelidir.
Artık .. Körfezin kaderi Müsteşarlığın elinde ..
Geçmiş yıllarda sağlanan emniyetli düzen mi ?
Yoksa yeni oluşturulan tehlikeli rekabet sistemi mi ?
Birlikte göreceğiz.