ÇİN YAPIMI İKTİSADİ KRİZ
I-GİRİŞ Bu yazımız geçtiğimiz günler içinde uzun süreden sonra peş peşe 3 defa devalüasyon yaparak Yuan’ın değerini yabancı paralar karşısında düşürerek kur savaşlarının başladığı hususundaki değerlendirmelere zemin hazırlayan ve geçtiğimiz günler içinde küresel borsa çöküşüne sebep olan Çin ekonomisi ile ilgilidir. Ancak Çin’de ve küresel ekonomide son aylarda oluşan olaylar bizi bu yazımızda yer verdiğimiz çok farklı hususlarda araştırma yapmaya sevk etmiştir. Aslında her biri ayrı bir araştırma ve yazı konusu olan bu olaylar birbirleri ile alakası nedeni ile burada bir bütün halinde taktim edilmiştir. Bu nedenle de bu raporumuzun başlığının ne olması konusunda tereddüt hasıl olmuştur. Bu yazının başlığı aşağıdakiler olabilirdi.
i)ÇİN’İN RESMİ BÜYÜME RAKAMLARI DOĞRU DEĞİLDİR. ii) YÜKSELİŞTE OLAN ÜLKE EKONOMİLERİ İYİLEŞEN ABD EKONOMİSİ VE KÖTÜLEŞEN ÇİN EKONOMİSİ’NİN NEGATİF UNSURLARI ARASINDA SIKIŞMAKTADIR
iii) ÇİN’DE YÜKSELEN SERVİS SEKTÖRÜ İMALAT SANAYİNDEKİ KÖTÜLEŞMEYİ DENGELESEDE BU DURUM DENİZ TAŞIMACILIĞINDAKİ NEGATİF ETKİYİ ÖNLEYEMEMEKTEDİR.
iv)ÇİN ‘DE EKONOMİ POLİTİKASI DEĞİŞEREK ESKİSİ GİBİ YENİDEN UCUZ FİYATLI MAL İHRACATINA DAYALI BÜYÜME MODELİNE Mİ DÖNÜLMEKTEDİR.
v)DÜŞÜK ÇİN ALIMLARI EMTİA FİYATLARINI DÜŞÜRMEKTE BUDA MAMUL MADDE FİYATLARINI AŞAĞI ÇEKMEKTEDİR.
vi)ÇİN’İN UCUZ MAMUL MADDE İHRACATI VE YAPMIŞ OLDUĞU DEVALUASYON ABD DE FİYAT ARTIŞLARINI BASKILAMAKTA VE FED’İN FAİZ ARTIRIMI KARARINI NEGATİF YÖNDE ETKİLEMEKTEDİR.
vii)DOĞU ASYA DA JAPONYA’NIN BAŞLATTIĞI DÜŞÜK KUR POLİTİKASI DİĞER DOĞU ASYA ÜLKELERİ KARŞISINDA REKABET AVANTAJI SAĞLAMIŞ ,ANCAK ŞİMDİ BU UYGULAMAYA ÇİN DE KATILMIŞTIR.
viii)ÇİN’DE İŞSİZLİK SEVİYESİNİN YÜKSELMESİNİ SERVİS SEKTÖRÜ ÖNLEMEKTEDİR.
ix)ÇİN DE TEMMUZ AYINDA İÇ TALEP VE DIŞ TALEP DURDU BALTIK DRY INDEX ÖZELLİKLE CAPE’LER BAKIMINDAN TEKRAR 1000 PUAN OLAN TABAN NOKTASININ ALTINA İNMEYE BAŞLADI
x)DÖKME KURU YÜK PİYASASINI PANAMAX TONAJI KURTARIYOR.
xi)ÇİN NEDEN DEVALUASYON YAPTI? xii)ÇİN’İN KÜRESEL EKONOMİDEKİ POTANSİYEL BİR DARALMANIN KAYNAĞI OLMA RİSKİ ARTMAYA BAŞLAMIŞTIR.
xiii)ÇİN DE BÜYÜMENİN ÖNEMLİ KAYNAĞI SERMAYE PİYASASI KAZANÇLARI OLMAKTA,BUDA DENİZ TAŞIMACILIĞI İÇİN ÇARE OLMAMAKTADIR.
xıv)ÇİN’DE SERMAYE PİYASASI NEDEN ÇÖKTÜ?
Bu başlıkları artırmamız mümkündür. Buda bize incelediğimiz konuyu etkileyen bir çok faktörün olduğunu ve farklı konuların kendi aralarındaki etkileşimini ortaya koymaktadır. Bu başlık sıralaması aynı zamanda bu yazımızda yer alan hususlarında bir özeti niteliğini taşımaktadır.
II-ÇİN EKONOMİSİNDE NELER OLMAKTADIR.
Bilindiği üzere geçtiğimiz yıl Çin GSYIH ‘sı %7.4 artmış ve son yılların en düşük artış miktarı olmuştur. 1973 ila 2013 arası Çin ekonomisi %9.5 artış göstermiştir. 2000-2014 arası Çin GSYIH sındaki yıllık gerçek büyüme rakamları ise aşağıda belirtilmiştir.
YILLAR GSYIH ARTIŞI %
2000 8.4
2001 8.3
2002 9.1
2003 10.0
2004 10.1
2005 11.3
2006 12.7
2007 14.2
2008 9.6
2009 9.2
2010 10.6
2011 9.5
2012 7.7
2013 7.7
2014 7.4 (1990 yılından beri en düşük büyüme oranıdır)
Bu yıl ise ilk çeyrekte ekonomi yıllık bazda %7 büyümüş ve ikinci çeyrek büyümesi %6.8 beklenirken beklentilerin tersine yıllık %7 büyümüştür. Dikkat edilirse 2010 yılından itibaren Çin ekonomisindeki büyüme oranı düşmektedir. Bunda küresel krizin etkisi olduğu gibi ,bir kısmı da Çin’in yeni ekonomi politikasının ve küçülme isteğinin gereği olmuştur. Soft landing diye tabir edilen bu kontrollü küçülme Çin de aşırı finansal genişleme ve borçlanma sonucu oluşan köpük , balonlar ve finansal risklerin kontrol altına alınması amacına matuf olmuştur.
Çin’de aşırı finansal genişleme, M2 olarak tanımlanan para arzındaki aşırı büyümenin yarattığı sıkıntılar, aşırı iç borçlanma ,gölge bankacılık uygulamaları daha önceki ekonomi politikası gereği aşırı yatırım ve emlak sektörü teşvikleri anormal emlak stoku ve aşırı fabrika kapasitelerinin ve büyük şirket borçlarının oluşmasına neden olmuş bu olumsuzlukları önlemek için Çin kontrollü bir şekilde ekonomiyi soğutmaya Emlak sektöründeki aşırı fiyat artışlarını düşürmeye, daha güvenceli kredi vermeye, ucuz mal ihracatı yerine , araştırma ve geliştirme ve inovasyon yatırımlarına ağırlık vererek kaliteli mal ihracatına ve istikrarlı bir iç talep artışına dayalı ekonomi modelini benimsemiştir.
Özetle ihracat odaklı büyüme yerine istikrarlı ve dengeli iç talep odaklı büyümeyi tercih etmiştir. Çin deki aşırı emlak envanteri ve fabrikalardaki aşırı kapasite artışları bize daha önceki büyümelerin kaynağının bu atıl kapasite olduğunu ortaya koymaktadır. Bu aşırı yatırıma dayalı büyümeden tüketime dayalı büyüme modelinde ise, tüketimin teşvik edilmemesi yada kontrollü teşvik edilmesi ve devlet kontrollü kapitalizm nedeni ile istenilen talep yaratılamamıştır. Dış talep ise küresel krizin etkisi ve yükselişte olan ülkelerin gelir kaynağını oluşturan malların fiyatlarındaki düşme nedeni ile azalan gelirleri yüzünden azalma eğilimine girmiştir.
Tüm bu hususlar aslında Çin deki büyümenin artık yavaş yavaş belli bir noktaya geldiğini, bu ulaşılan noktadan sonra hem bu büyüklükteki bir ekonomiyi %10 gibi oranlarda büyütmenin güçlüğü hem de bakir olan alanların ve boşlukların geçtiğimiz yıllardaki yüksek büyüme oranlarına sebep olan aşırı yatırım ve üretim ile kapatıldığını artık büyümek için giderek mevcut alan ve imkanların daraldığını ortaya koymaktadır.
Çünkü son 30 yıldır Çin’de emlak sektörüne ,ihracata ve fabrikalarda aşırı yatırımlara dayalı ekonomi yada büyüme modeli ülkeyi boş ev stokları, atıl fabrika kapasiteleri yüksek şirket borçları ile karşı karşıya bırakmıştır.
Çin yetkilileri de bunu bir insanın gelişme sürecine benzetmektedirler. Küçük bir çocuk yıllar içinde fizik olarak büyümekte ve gelişmekte ancak belli bir büyüklüğe ulaştıktan sonra artık fiziksel büyüme durmakta bunun yerine akli ,zihinsel, kültürel, sanatsal ,beceriye dayalı büyüme daha doğrusu büyümeden çok gelişme devreye girmektedir. Ülkelerde aynı şekilde büyümekte fakat ondan sonra büyüme oranı düşerek kantite yerine kalite önem arz etmeye başlamaktadır. Orta gelir tuzağına yakalanma ve buradan çıkamamakta zorlama bir yaklaşımla bir ölçüde bununla alakalı bir şey olmaktadır. Zaten tüm yapılan kestirmelerde Çin büyümesi gelecek yıllar için ortalama %6-6.5 olarak verilmektedir.
(Bkz Trading Economy Çin GSYIH artışı Q3 2015’de %6.7,Q4 2015 ‘de %6.6,Q1 2016’da 6.8,Q2 2016’da %6.5 2020’de %5 olacaktır)
(OECD Haziran 2015 raporunda 2016 ya kadar Cin’in GSYIH artışının %6.7’ye ineceği belirtilmiştir. Gerekçe olarak da emlak sektöründeki ve iş yatırımlarında düşme olacağı sadece alt yapı yatırımlarında artış olacağı belirtilmiştir. Yine bu raporda yukarıda açıkladığımız üzere gerek emlak sektöründe gerekse endüstride aşırı yatırımlar nedeni ile kapasite fazlalığı oluştuğu ve bununda yatırım etkinliğini düşürdüğü vurgulanmıştır)(Dünya Bankası Haziran 2015 tahminlerine göre ise bu yıl Çin %7.1 ,2016 de %7,2017 de ise %6.9 büyüyecektir.)
Fakat bazı araştırma ve müşavirlik firmalarının analist ve ekonomistleri özellikle Çin’in 2015 2 ci çeyrek büyüme rakamı olan %7 yi dikkate alarak bunun gerçeği yansıtmadığını ileri sürmekte ve kendilerinin yaptığı hesaplamalarda bu rakamı daha düşük olarak bulmaktadırlar.
II.1-ÇİN’in resmi GSYIH artış oranları doğrumudur ?
Büyüme konusunda aslında Çin dışarıya karşı sıkıntılı bir durum sergilememektedir. Çin Ulusal İstatistik Bürosu iç ve dış problem ve tehditlerin farkında olduklarını Çin ekonomisinin ilave bir konsolidasyona ihtiyaç duyduğunu belirtmekle beraber ,ikinci çeyrek büyümesinin ekonominin istikrarlı bir şekilde büyüdüğüne işaret ettiğini ve büyüme konusunda bir atak yapmaya hazır olduğunu vurgulamıştır.
Özetle Çin İstatistik Bürosu ekonomik büyüme yavaşta olsa büyümenin istikrarlı olduğunu bununda zaten kendi politikaları olduğunu belirtmektedir. Ayrıca dünyanın ikinci büyük ekonomisi olan Çin’in bu küçük gibi görülen %7 büyüme oranı bir çok gelişmiş batı ülkesinin hayalinde göremeyeceği büyüme oranlarıdır.
Fakat önemli olan ,bu resmi Çin büyüme oranının doğru olup olmadığı hususudur. Acaba China National Bureau of Statistics bu rakamlar ile oynamaktamıdır. The Economist’ göre Çin büyüme rakamları ile oynamak bakımından sabıkalı olup bu husus Çin’in en yetkili ağızları tarafından da teyid edilmiştir.
Örneğin Çin Başbakanı 2007 yılında henüz Başbakan değilken ‘’local GSYIH bilgileri yada döneleri insan eliyle düzenlenmiş olup, güvenilir değildir ‘’şeklinde beyanda bulunulmuştur. Bu konuda en önemli ve dikkat çekici manipülasyon Asya Finansal Krizinden sonra 1998 yılında görülmüştür. Bir çok Asya ülkesi Resesyondan etkilenip ,bundan muzdarip olmuş, ancak Çin o yıl %7.8 büyüdüğünü iddia etmiştir.
Diğer indikatörlere bakıldığında, analistler Çin’deki büyümenin ancak %5 yakın bir oran olduğunu belirtmişlerdir. Söz konusu manipülasyon duruma göre ters yönde de işleyebilmektedir. 2000’li yılların başında Çin %8-9 büyüdüğünü iddia ettiği zaman bazı analistler söz konusu büyümenin %10 olduğunu iddia etmişlerdir. Akla Çin’in neden böyle bir manipülasyon yaptığı sorusu takılabilir .
Bunun cevabı
i)Büyük bir ihtimal ile ekonominin önemli bir bölümünün Çin istatistik elamanlarımca es geçilmesi. veya
ii)O tarihlerde Çin devlet destek, teşvik ve kayırmacı politikaları ile ihracat hamlesi içine girdiğinden ve bu diğer rakip ülkelerde sıkıntı yarattığından önemli büyüme oranlarının saklanma ihtiyacı olabilir. Bilindiği üzere Çin ekonomisi hem diğer ülkeler hem de deniz ticaret piyasası bakımından büyük önem arz etmektedir.
HER ZAMAN SÖYLEDĞİM GİBİ DENİZ TİCARET SEKTÖRÜNÜN DEVASI DA BELASI DA ÇİNDİR.
Deniz ticaret sektörüne yük yani talep yaratan da Çin’dir. Navlunların düşmesine sebep olan gemi tonajı arzını artıran da yine Çin’dir. Bu nedenle Çin ekonomisi ve makro ekonomik değerleri her kes tarafından dikkatli bir şekilde takip edilmektedir. Örneğin Ağustos 2015 de her tarafta Çin deki ekonomik kötüleşmenin ,iyi bir momentum kazanmış ABD’ nin ekonomisini de ters yönde etkileyebileceği ve Çin’deki kötüleşme ve devalüasyon hamlesinin Eylül de ABD nin faiz artırımı yapmamasına neden olabileceği söylenilmektedir.
Dikkat edilirse en son yazdığım ABD ekonomisi ile ilgili raporlarımın birinde ,ABD nin aslında doların güçlenmesinden rahatsız olduğu ,küresel ekonomilerdeki mevcut sıkıntılar karşısında faiz artırımı yaparak onları sıkıntı içine sokmanın uygun olmadığını düşündüğünü, IMF ın de görüşünün bu yönde olduğunu ,U3 olarak istihdam ‘’tam istihdam ‘’noktasına ulaşsa da U6 da hala sıkıntı olduğunu vurgulamıştım.
İlaveten ABD halkının tüketim yapmadığını, tasarrufların arttığını, enflasyonun istenilen seviyede artmadığını bu şartlar altında Eylül de de faiz artırımımın yapılamayacağını ancak ikinci çeyrek verilerinin iyi olduğunu ve uzun süredir faizleri artıracağım artırmayacağım gibi söylentilerin zaten artırım yapacakmış gibi doları fiyatladığını belirtmiştim.
Ayrıca, artık sembolik bir artış yapmadığı taktirde FED’in güven kaybedeceğini, ve ABD ekonomisi hakkında acabalara neden olacağını bu nedenle Eylülde faiz artırımı yapma ihtimalinin ,önemli ters bir gelişme olmaz ise %50 den fazla olacağını izhar etmiştim.
Çin’deki bu yeni durum ve son küresel borsa çöküşü ‘’önemli bir ters ‘’husus olarak faiz artırımı yapmak istemeyen ABD’ye yeni sebep oluşturmuş ve faiz artırım kararını yeniden %50-50 noktasına ,hatta altına ,artırım miktarı ihtimalini de eğer olursa 0.25 den 0.16 ya indirmiştir. İşte tüm bu hususlar bize Çin ekonomisinin önemini ortaya koymaktadır.
Çünkü Çin’deki bir çöküntü ve resesyon tüm küresel piyasaları 2008-2009 krizinden çok daha büyük ekonomik sıkıntılar içine sokabilir. Bu sadece ekonomik bir kriz olmaktan çok daha öteye siyası krize de dönüşebilir. Dünyanın korktuğu endişe ettiği de budur. Çünkü küresel ekonomiler artık ikinci bir şoku kaldıracak durumda değildir.
İşte bu nedenle Çin büyüme rakamlarının doğru olup olmadığı hepimizi ilgilendirmektedir. Teoriye göre bilimsel araştırmacıların büyüme rakamlarını manipüle etmesi çok zor olmakla beraber Çin’in 2015 1.ci çeyrek büyüme oranı önemli şüpheleri de yeniden ortaya çıkarmıştır. Çin de sanayi üretimi küresel finansal krizden bu yana en düşük seviyesine düşmüştür. Çin ekonomisinin bel kemiği olan emlak ve inşaat sektörü çökmüştür. Ancak buna rağmen 1 .çeyrekte yıllık olarak real GSYIH %7 büyümüştür. Ekonomistlerce %5.8 nominal büyüme rakamı ile diğer veriler dikkate alındığında -1.1 lik GSYIH deflatörünün çok realistik olmadığı belirtilerek, ilk çeyrek büyümesinin doğru hesaplanan bir deflatör ile %7 nin 1-2 puan altında olması gerektiği ileri sürülmüştür.(Capital Economics’den Chang Liu ve Mark Williams’ın hesaplamalarına göre) İkinci çeyrek büyüme oranı bakımından ise ;veriler daha güvenilirdir.