Denizcilik sektörü sahip olduğu fiziksel yetenekler ve iş organizasyonundaki hareketliliğinden dolayı geniş bir açılıma ve birikime sahiptir. Gemi inşa sanayi yaratıcı, rekabetçi ve teknik yapılanma gibi büyük bir iş potansiyeli ile bu sektörün önemli bir sanayi koludur.
Gemi inşa sanayi, yan sanayi çalışanları ile birlikte 100.000 kişinin üzerinde bir istihdam yaratmaktadır. Alt yapısı hazır olmadan gelişen bu sektör bugün ciddi bir kriz ile kan kaybetmektedir. Ne özel sektör nede Devlet ileriye dönük projeler hazırlamadığından bugünkü noktaya gelinmiştir. Gemi inşa sanayicileri birliği GİSBİR başkanı Murat BAYRAK' ta yeterince hazır olmadıklarını ve gafil avlandıklarını ifade ederek önemli bir sorunuda dile getirmiştir.
Bu günlerde gemi inşa sanayi kriz nedeniyle yara almış ve duraklama, belkide düşüş dönemine girmiştir. Şimdi ise tam bir kaos dönemi yaşanmaktadır. Sektörün bankalardan kullandıkları krediler geri istenmekte, diğer taraftan ise son dokuz aylık dönemde gemi sparişleri durma noktasına gelmiştir. Çalışma Bakanlığı ile GİSBİR arasındaki sorun yeni yönetmelik nedeniyle gittikçe büyüyor. İşçi ölümleri ile Türkiye gündemine oturan Tersaneler için Çalışma Bakanı Faruk ÇELİK ''gerekirse kapatırız'' açıklaması ile yeni bir gündem oluşturup, gemi inşa sanayine karşı açıkça tehdit'te bulunuyor.İçerde ve dısarda rekabet gücümü yitiren sektör darmadagan ve panik içinde.
Türk armatörler arasında daha sıkı bir işbirligine gereksinim vardır. Çünkü gemi inşa sanayindeki yapılanma görüldügü gibi çok hassas dengeler üzerine kurulmustur. Türk armatörler böylesine krizlere hazırlıklı değildirler.Yaşanan son olaylar bunun birer göstergesidir.Öz sermayelerini güçlendirmek ve kendilerine yeni finansman kaynakları yaratmak zorundadırlar. İngiltere'deki denizcilik örgütlerinin olusturdugu yeni güç ve çıkar grubu olusumu buna verılecek en güzel örnektir.
İngilterede bu sektörel bazda kurulan ortak çıkar grubu kendilerini ilgilendiren alanlarda tek bir ses olarak hareket edeceklerdir.
Yunan'lı armatörler kurdukları birlik ile ''UGS'' kendi aralarında çok sıkı bir işbirliği içine girmişlerdir. Tam bir dayanışma örneği sergileyen Yunanlı armatörler ekonomik krizlere karşıda her zaman hazır olmuşlardır. Aynı zamanda AB armatörleri birliği ''ECSA'' ya da üye olan Yunanlı armatörler, sahip oldukları bu güç ile Dünya deniz ticaretinin önemli bölümünü kontrol altında tutmaktadırlar.
Dünya denizlerinde durum böyle iken biz halen sahibi Türk olan yabancı bayraklı gemileri filomuza kazandıramamanın üzüntüsü içindeyiz. Limanlarımızı özelliştirme adına yabancılara peşkeş çektiriyoruz. Bırakın Denizcilik Bakanlığının kurulmasını, Denizcilik Müsteşarlığının bile henüz kuruluş kanunu mevcut değildir. Denizcilik sektörümüze bütün birimleriyle Uluslararası alanda ve IMO nezninde hangi resmi makam temsil edecektir? Kanun hükmünde kararname ile denizleri yönetilen bir Ulus asla denizci olamaz ve Dünya denizlerindede sözü asla geçmez.
Sektördeki herkes tedirgin, huzursuz ve önünüzdeki 2009 yılından oldukça umutsuz. Bugünler, karamsarlığa kapılan gemi inşa sanayinin birlik ve beraberlik için yeni yapılanmalara yelken açacağı andır.