Dindar olmak ne demek? Bir dine inanmak onun gereklerini yerine getirmek, inancını tanrı ile aranda saklı tutup hayata dinin açtığı sevgi penceresinden bakabilmek mi? Olabilir.. Ya hiç bir dine inanmıyorsan yine de dindar olabilirmisin? Dindarlık bir dine iman etmenin ötesinde insanın kendi özünü, kendini tanımasımıdır yoksa? İnsanın kendi içinde ki tanrıyı bulup, kendisini sevip o buluşmayı yaşamda ki olmak sürecine yansıtmasımıdır dindarlık.?. Her konuda zihninizin ötesine geçebilmek yetisi özgürce kendinizi, diğerlerini ve çevrenizi sorgulamaktan geçer.Dindar nedir sorusunun yanıtı da sorgulama sürecinin içinde olsa gerek.Ona ulaşmak istiyorsan bu geçişi yapmayı göze alacaksın.. Çocukluğumuzdan başlayan öğrenme süreci ve kafamıza doldurulan bir sürü bilgi yığını yaşadığımız toplumda ki gelenekler, ahlaki değerler, dini inançlar, sanat ve o kültürü oluşturan herşey çoğumuzu uyan ve uygulayan yaparken bazılarımızı da entellektüel düzeyde bilgili yapar. Ama kaç tanemiz bilgili olmanın ötesine geçip olgunlaşırız....Sorunun yanıtını açık bırakırken en azından olgunluğa gitmeyen sürecin önü açık bir yolculuk olmadığını söyleyebilirim..Bu yol bilgi sahibi olma çıkmazında sonlanır.. Yeni dünyalardan, yeni heyecanlardan, yeni acıların yaratacağı yeni sevinçlerden yoksun, hapishane avlusunda atılan voltamıdır bize yaşatılan ve dayatılan.? İleri geri..Yeni hiç bir şey yok... Başka bir pencereden baktığımızda dindar olabilmek olgusu bildiğimiz dini tasavurların dışa vurumu, yaşama yansıması olarak mı kalır..Yani sistemi rahatsız etmeden kişinin kendisi ve tanrı ile arasında ki bir iman bağımıdır dindarlık? Nietzsche insan yaşamını üç devreye ayırır..İlk devre özetle ögretileni tekrardan, ikinci devre bilgili olmaktan, üçüncü devrede bilge olmaktan söz eder..Mevlana da bilgili ve bilge olmayı şöyle anlatmış;
Gönül ehlinin ilimleri kendilerini taşır. Ten ehlinin ilimleriyse kendilerine yüktür. Gönle uran, adamı gönül ehli yapan ilim; insana fayda verir. Yalnız tene tesir eden, insanın malı olmayan ilim yükten ibarettir.
Bilge olmak,olgunlaşmak ve içinde ki sonradan bozulmuş olan çocukluğuna dönebilmektir der Osho...Hesapsız, beklentisiz, çıkar hesabı olmadan kendini, diğerlerini, yaşadığın dünyayı sevebilmektir insanın kendi özünü yakalaması.... Dindar olabilmek hiç bir düşünceye bağlı olmadan ve hiç bir ayırım yapmadan, romantizmin tuzağına düşmeden, zihnin ötesine geçebilen, öğretilen ve dayatılan ezberin üstüne çıkıp kalbini herkese açabilmektir.. Kendini tanımayan insanın başkasını dindar mı değil mi diye sorgulaması ne kadar doğru? Kendini bilmeyen insan nereye ait olduğunu nasıl bilebilir? Okyanusda nerede olduğunuzu bilmezseniz varış limanı yalnızca bilinmeyen bir noktadır.. Dünyada var olan siyasi düşüncelerin ve onların dayattığı yaşam tarzının savaş, yoksulluk, açlık, artan ırkçılık ve insan adına her türlü kötülüğün ötesinde yaşama bir şey getirmediği ortadadır..Toplumsal dönüşümün yerine bireysel dönüşümün zamanı gelmişde geçmiştir bence.. Sevgiler herkese Murat Güler