Stalin, Ekim Devrimi'nin yıl dönümünde verdiği demecinde;
"Herkes bilsin ki, Rus Milleti Boğazlarla, Ardahan'ı ele geçirmekten asla vazgeçmeyecektir. Çok yakın bir zamanda bu davalarımızı halletmiş olacağımızı şimdiden müjdeliyorum. .." açıklamasında bulunur.
Atatürk, gece yarısına doğru Stalin'in bu demecinden haberdar olur ve vakit kaybetmeden Sovyet Elçiliği’ ne gider.
Kendisini karşılayan Büyükelçiye;
"Ajanstan öğrendiğime göre, Stalin, Ardahan'la Boğazları istemiş, kararı katiymiş. Yakın bir gelecekte bu kararını uygulayacakmış. Tam böyle söyleyip söylemediğini bilemem ama buna benzer şeyler söylemiş. Tabii ki bu nutkun bir sureti sizde vardır. Getirin bakalım şunu da işin aslını iyi anlayalım."
Stalin'in nutku getirilir.
Atatürk metnin o kısmını yanındakilere tercüme ettirir.
Nutuk ajanstan geçen metin ile aynıdır.
Bunun üzerine Atatürk Büyükelçiye;
"Telsizinizden derhal Stalin'i bulduracaksınız. Bu beyanatından vazgeçip geçmediğini sorduracaksınız. İstediğim cevabı almadan sefaretinizden dışarı adım atmam. Eğer cevap istemediğim şekilde gelirse bilinsin ki buradan çıkıp doğru Rus sınırına gideceğim..." der.
Elçi Atatürk'ün söylediklerini aynen ülkesine nakleder.
Stalin'den gelen cevap Atatürk’ ü tatmin eder.
Cevapta şöyle söylenmektedir.
"Stalin sürçü lisan eylemiştir. Boğazlar'la Ardahan'ı almak gibi bir arzusu katiyetle yoktur..."
Atatürk cevabı okuduktan sonra Rus Büyükelçisi’ ne;
"Seni geri çağırırlar ve yaşatmazlar. Uzun süredir tanışıyoruz, istersen bize iltica et." der.
Elçi, bu teklife olumsuz cevap verir ve bir telgrafla geri çağrıldığını açıklayarak:
"Teşekkür ederim. Sizi tanımış olmam bile kafidir ancak memleketinizdeki vazifem sona ermiştir. Yarın hareket edeceğim." der.
Atatürk Çankaya'ya döner.
On gün sonra Sovyetler Birliği'nin eski Ankara Büyükelçisi idam edilir.
Bu anı Atatürk’ ün bağımsızlığa verdiği önemi ifade eden başlıca örnek olaylardan birisidir.
Bu örnek, ülkemizin bir bölümünü farklı haritalarla ifade edenlere tepki göstermeyen, görmezlikten ve duymazlıktan gelen bazı yöneticilerimize ders olmalıdır.
Türk milletini Atatürk' ten uzaklaştırmaya gayret eden çalışmaların ana hedefiinin vatan toprakları olduğu unutulmamalıdır.