Bu açılım değil, Türkiye'nin yapması gereken bir işti3 milyar dolarlık servetiyle Türkiye'nin en zenginleri listesinde zirvede. 1987'de Yapı Kredi Genel Müdürlüğü'nden ayrılıp mütevazı bir banka olarak kurduğu Finansbank'ı Nisan 2006'da Yunan NBG'ye sattığında herkes ondan bahsetti. Yüzde 46'sı için 2,8 milyar dolarlık teklifi aldığında kendisi de şaşırmıştı. İlk yorumu "İnanılacak gibi değil." şeklindeydi. Banka genel müdürlüğünden patronluğa uzanan bıçak sırtı dengede artık zenginler kulübünün bir üyesiydi. Herkes bu parayı nasıl değerlendireceğini merak ede dursun o, 'yeni fırsatlar ülkesi' diye nitelediği Çin'de dev bir alışveriş merkezi yatırımı için çoktan kolları sıvamıştı. Yine Ukrayna, Romanya, Hollanda ve Rusya'da bankacılıkta emin adımlarla büyüyordu. "İlk işim, dedemin mağazasında çıraklıktı. 6 yaşındaydım. 2,5 liralık haftalığı dedemin verdiğini sanıyordum. Amerika'dan 28 yaşında döndüğümde öğrendim ki bu parayı annem dedeme veriyormuş, o da bana ödüyormuş. Dedem hayırseverdi ama biraz cimriydi." sözleri iş hayatına ne kadar erken atıldığını ele veriyor. Üniversite için gittiği ABD'de her boşluğu çalışma fırsatı olarak değerlendirmiş. Kendi işini de Harvard'daki ikinci yılında kurmuş. Hafta sonlarında snack barda talebelere hamburger satmış: "Çünkü hafta sonları üniversite kampusunda yemek olmazdı. Talebeler için kâbus gibiydi." Hep farklı olana, başkalarının göremediğine odaklanma alışkanlığı da buradan geliyor. "Hep çok şanslıydım." diyor. Yöneticiliğin Allah vergisi bir iş olduğunun da altını çiziyor her beyanatında. Ona göre başarının formülünü yazmak kolay değil. Ancak Zaman okurları için kendi adını taşıyan üniversitenin tahtasına yazdı gönlündeki formülü. Kürt açılımından küresel krize kadar güncel konularda önemli tespitleri var. Bugün pazar ve Hüsnü Özyeğin'in söyleyecek çok sözü var...