İBB ile Şehir Hatları tarafından düzenlenen “Deniz
Çalıştayı”nda Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz, “21. Yüzyılda İstanbul’un Denizle
Bütünleşmesi” adlı bir sunum gerçekleştirdi. Sunumda Gürdeniz şunları söyledi:
İstanbul’da
deniz potansiyeli var, ama biz kullanamıyoruz
İstanbul, dünyanın en önemli tarihi şehirlerinden biri. İstanbul’u özel kılan en önemli durum ise içinde deniz geçen bir şehir olması. Dünyada bunun bir başka örneği yok. İstanbul’da deniz potansiyeli var ama biz bu potansiyeli kullanamıyoruz. Sorun bu potansiyeli kinetik safhaya geçirebilmek.
Hiçbir
ulus denizci doğmaz
Hiçbir ulus denizci doğmaz, uluslar denizci yapılır.
Devletin denizcileşmesi lazım. M. Kemal Atatürk haricinde hiçbir devlet büyüğü
denizcileşmeye çalışmadı. İBB, denizci olmaya kararlı mı değil mi, sorun budur.
15 milyonluk bir İstanbul’da 350-400 bin kişinin denizyolunu kullanması çok
üzücü.
Tek
Görevim Türkiye’yi Denizci Yapmak
Tek
görevim Türkiye’yi denizci yapmak. Deniz kültürünü geliştirmeliyiz. Mesela
klasşk yolcu gemilerini modernizm adı altında öldürmemeliyiz, yaşatmalıyız.
1900’lerin başındaki klasik vapur dış b-kabuk olarak seçilmeli ve inşa
edilmelidir.
İstanbul’da
denizcilikle ilgili müze yok denecek kadar az
Kyoto’da 230 tane olan deniz müzesi, içinde deniz
geçen İstanbul’da ise maalesef 33 taneye denk geliyor. Denizcilik müzesi
(Maritime Museum) İstanbul’da yok. Bunu değiştirmek için yeni bir denizcilik
müzesi kurulmalıdır. Savorana, Kartal, Deniz Müzesi, Denizcilik Müzesi bunlar
denizcilik alanında İstanbul’u özel kılacak konu başlıklarıdır. Bu vizyonu
lütfen aklımızda tutalım. Haliç Tersanesi de korunarak sanayi müzesi olmalıdır.
Kartal İstimbotu, Anıt Gemi Projesi olarak denizci topluma sunulmalıdır.
Atatürk,
Kurtuluş Savaşı’nı Denizde Kazandı
Atatürk, Kurtuluş Savaşı’nı denizde kazandı.
Yenikapı batıkları için müze projesi süratle başlatılmalıdır Gemi müze ihtiyacı
had safhadadır. Müze gemi olmaya aday pek çok aday gemi vardır. Öreneğin MTA
Sismik 1 Hora...
Deniz
&Gemi temalı anıt ve meydanlar
Denizcilik alanında çok ciddi eksikliklerimiz var. Bunları katıldığım her platformda dile getiriyorum. Yelken sporu eksikliği var. Böylesine büyük bir deniz kentinde sadece 28 yelken kulübü ile yıl yılboyu sürekli yelken faaliyeti gösteren sadece bir bölge var. O da: Moda-Fenerbahçe’dir. Yüzme eğitimleri konusunda da eksiklik had safhadadır. Boğulma haberlerinin artık ivedilikle son bulması gerekiyor. Devlet bedava yüzme dersleri vermek zorundadır. Devlet bunu yapamazsa belediyelerin yapması kaçınılmazdır. Balık restoranlar konusunda da çok zayıfız. Bir deniz şehri olan İstanbul’da kebapçı sayısı balıkçıların 6 katından daha fazladır. Bir Japon 90 kilo, İspanyol 30 kilo, bir Türk ise 8 kilo yıllık olarak balık tüketiyor. Neden deniz ressamımız yok? Denizi anlatan bir ressam yetiştirememişiz. Denizcilik kültürüne merkez teşkil edecek yerler açılmalıdır. KÜDENFOR dışında deniz kültürünü araştıran bir düşünce kuruluşu yok. İBB, burada ciddi rol almalıdır. Haliçport projesi ile buranın deniz kültürü mirası korunmalıdır. Bizler, Nusret’i, Bandırma’yı koruyamadığı için bir önceki kuşağa nasıl sitem ediyorsak bizden sonrakiler de bizlerin koruyamadığı değerlerimiz için sitem edeceklerdir. Kürekli tekne kültürü ve sandal kültürü geliştirilmeli. Plaj ve yüzme kültürü geliştirilmeli. Belediyeler, yüzme istasyonları, iskeleler kurmalı. Bunun için uygun alanlar seçilmeli. Denizcileşme merkezleri kurulmalı. Bunu Sarıyer Belediyesi ile oluşturmaya çalıştık ama Sarıyer Belediyesi beceremedi. Beyinler denizcileşmeye hazır değil... Balıkçı barınaklarının durumu Afgan göçmenlerinin kampını andırıyor gibi. Belediye buna el atmalı. Denizcilik festivali yapılmalı. Bu festival, bir panayır gibi değil; cumhuriyetin 100. Yılına yakışır bir festival gibi olmalıdır.”