Armatörlerin "sakin gücü" Cerrahoğlu, Aden Körfezindeki korsanlığın, Hint Okyanusunu kapsadığını söyledi ve "Fidye ücreti 5 milyon dolardan 10 milyon dolara çıktı. BM dahil kimse bir şey yapamıyor" dedi.
Röportaj: Perihan ÇAKIROĞLU/BUGÜN
Denizlerin Efendileri" olan armatörler için hayat denizlerde, okyanuslarda geçer. Farklıbir boyutta yaşarlar. Türk armatörler dünyasının "sakin gücü" olarak bilinen Eşref Cerrahoğlu da, zenginliğini, üçüncü nesil denizci olarak sulardan elde etti. 10'u denizcilik alanında 14 şirkete sahip olan Cerrahoğlu'nun ana firması Cerrahgil AŞ'nin bugün 5 büyük kuru yükgemisi, okyanuslarda oradan oraya dolaşıyor. O, sadece işini yapmadı. Denizi hepimize sevdirmek için sivil toplum örgütlerinde de çalıştı. Dünya Armatörler Birliği ikinci başkanlığına kadar yükseldi. İstese başkan da olacaktı ama işini ihmal etmemek için bu makamdan vazgeçti. Deniz Ticaret Odasının eski başkanı, TURMEPA'nın eski yönetim kurulu başkanı Cerrahoğlu, belki de ilk kez ayrıntılı biçimde sırlarını bizimle paylaştı.
Utandırıcı olay
■ Ortadoğu'daki kriz, sizin sektörü nasıl etkiliyor?
Bizim için en önemli yer Süveyş Kanalı. Şu anda bir olay yok. İran'ın 2 askeri gemisi 40 yıldır ilk defa geçiyormuş ama ticari yönden bizi etkileyici olay değil. Bizi esas son yıllarda en çok etkileyen konu, Süveyş'i geçtikten sonra Somalili korsanların gemi kaçırma olayları. Maalesef ki, korsanların bulunduğu bölge sürekli genişliyor.
■ Somalili korsanlar, tüm Hint Okyanusu'nu kontrol altına mı aldı?
Utandırıcı olay şu. Bölgeyi herkes biliyor. Uluslararası bir sorun var orada. Ne yazık ki, bırakın hiçbir devleti, Birleşmiş Milletler (BM) dahil, soruna bir çare bulamadı. NATO'nun iki gemisi ve konvoy sistemi de var. Biz o bölgeyi bu sistemle geçiyoruz. 'Ben şu tarihte korsan bölgesine giriyorum'diye bildiriyorsun. Diyorlar ki, 'Sen şu saatte şu muhribin konvoyuna gireceksin. Biz 20 gemi, o konvoyla geçiyoruz. İşin kötü tarafı, korsanlık Aden Körfezi bölgesindeydi. Şimdi daha da genişlemeye başladı. Hindistan'a kadar ulaştı.
Ekstra sigorta yaptırıyoruz
■ Bu konuda bir yanlışlık yok mu?
Tabii ki var. Terslik, bunlara yakalandığın zaman getirip teslim edeceğin bir ülke yok.
■ Neden uluslararası bir konvansiyon kurulmuyor?
Bunubizdenizcilerde çözemedik. Gemilerimizin sigortası bakımından aldığımız tedbirler var. Konvoy sistemi yanında, gemilerimizi inşaat demirleri ve tellerle çeviriyoruz. Bugüne kadar bir olay olmadı ama bize verilen talimat, gemi kaptanının mürettebatı bir odaya kilitlemesi ve kesinlikle mücadele etmemesi. Sigortanın talimatı böyle. Her şeyden önce can tehlikesi olması arzu edilmiyor.
■ Peki, yüksek sigorta ücretleri mi ödüyorsunuz?
O bölgeden geçerken, kendinize ekstra bir sigorta yapünyorsunuz. Çok pahalı ama korsanların istediği fidye, 5 milyon dolara kadar bir olay olursa, sigorta bunu yerine getiriyor. Anladığımız kadarıyla Somalililer de işleri büyüttüler. Eskiden 5 milyon dolar istedikleri gemilerden, şimdi 10-12 milyon dolar istiyorlar.
■ Korsanlığın fiyatı, 10 milyon dolara mı çıktı?
Evet, çkh. Bir an önce bunlara çare bulmak lazım. Geçen yıl ekim-kasım ayına kadar 50-60 gemiye teşebbüs edildi. Son 3 ayda 8-9'u kaçırıldı. Somalililer, ufaak bir tekneyle 4-5 gün yol yapıyorlar. İş o kadar büyüdü. Şimdi, başkaları dabu işe teşebbüs edecek. İllaki Somalili olması önemli değil. Her kaçırdığın gemiden 5-10 milyon dolar alıyorsan, çalışmaya gerek yok.
Cerrahoğlu'nun veliahtı kim olacak ?
■ Sizin kaç çocuğunuz var?
Üç kızım var. Büyük kızım Esra, 33 yaşında. Bizim kozmetik işinde. Giltaş şirketinin başında. Moulton Brown adlı bir İngiliz firma ile çalışıyor. Beş yıldızlı otellere satılıyor ürünler. Esra, distribütörlüğünü ve ithalatını yapıyor. Türkiye'deki beş yıldızlı otellerin yüzde 65'ini de aldı.
Serra gemi almaya gitti
■ Diğer iki kızınız neler yapıyor?
İkinci büyük kızım Serra denizciliğin başında. Benim başkan yardımcılığımı yapıyor. Kendisi 30 yaşında. Gemilerimizin işletmesi onun üstünde. Güney Kore'ye uçtu, yeni bir gemi teslim almak için. Üçüncü kızım Arzu, 28 yaşında. O da bizimle çalışıyor. O, benim sağ kolum. Başka işlerimizi de yürütüyor. Eskişehir'de bir fabrikamız var. Otomotiv ve beyaz eşya üzerine yan sanayi tesisi. Otomotiv ve gemi acentalığımız var. Boğazdan geçen, limanlara gelen yaklaşık 1200 gemiye hizmet veriyoruz. En önemlisi de bahsettiğim 20 gemiyle taşınan yükler. Yılda aşağı yukarı 4 milyon ton yük taşıyoruz.
■ Kaç geminiz var?
Bizim 4 gemimiz vardı. Hepsi de 80 bin dtw/tonluk. Serra, şimdi Güney Kore'de yeni yapılan yine 80 bin tonluk gemiyi almaya gitti. Böylece 5 kuru yük gemimiz oluyor. Elimizde halen 20 adet de kiralık gemi bulunuyor. Türkiye'ye bu gemiler hiç uğramıyor. Üçüncü ülkeler arasında taşıma yapıyoruz.
Tersanelerde kazalar gün geçtikçe azalacak
■ Yük taşımacılığı dünyada kimlerin elinde?
Bilhassa kuru yükte Çin ve Hindistan'ın payı yüzde 60'larda. Dünyada 8.5 milyar ton yük taşınıyor. Bütün emtialar var.
■ Krizden dolaylı sektörün sorunları vardı. İşler düzeldi mi?
Global krizden etkilenmedik dersek yalan olur. Çok etkilendik ama hükümetimiz, kararlar aldı, kısa zamanda tersanelerimiz tekrar kendilerini toparlayacak. Tersaneleri, sadece gemi inşa yerleri olarak görmemek lazım. 2.5 senede bir tüm armatörler gemisini tersaneye sokup tamir etmek durumunda. Tuzla'ya ihtiyacımız var.
Bilinç ve eğitim şart
■ Tersanelerde işçiler ölüyordu sürekli. Nasıl insan ölmez buralarda?
Nasıl insan ölmez dersek yanlış ifade kullanmış oluruz. Dünyanın her yerindeki tersanelerde mutlaka kazalar olur. Ama bu kazaları mühim olan asgariye indirmek. İşçileri de tümüyle suçlamak istemiyorum. Hem tersanecilerimiz hem de işçilerimiz aynı anda eğitim seviyesinde çok iyi noktalara gelecektir. Göreceksiniz, kazalar her geçen gün daha da azalacaktır.
Kruvaziyer turizmi için ya Galataport ya da Ataköy Marina değerlendirilmeli
■ İstanbul'u nasıl konumlandırıyorsunuz?
İstanbul tabii ki değişik boyutta bir metropol. Son 3 yıldır nihayet, otellerin hemen hepsi tam kapasite çalışıyor. Otellerde yer bulunamıyor. Bu bizim için gurur verici.
■ Otel yapmayı düşünmediniz mi?
Hiç düşünmedik. Bir nebze deniz turizmiyle katıldık. Kruvaziyer gemileriyle turist taşıdık. 3-4 sene onu yürüttük. Biz bu işi bıraktıysak da, inancım halâ o ki, kruvaziyer turizmi Türkiye için çok önemli. Bu gemilerin kapasitesi 3 bin 500 kişiye çıktı. İstanbul, Salıpazarı'nda ve başka bir yerde bu gemilerin gelip turistleri indirmesi için mutlaka bu konuyu ele almalı.
Boğaz'a marina yapılacak
■ Galataport yeniden ihaleye çıkılmalı mı?
Galataport'un yeniden ele alınması lazım. Nasıl bir yöntemle yapılır bilemem ama kruvazörleri nereye taşıyacaksak, nerede yolcu indire-ceksek oraya o rıhtımı tasarlamamız lazım.
■ Galataport dışında başka hangi bölge söz konusu olabilir?
Ataköy Marina civarında olabilir. Burada, bu gemiler için ciddi imkanlar sağlanabilir. İstanbul Boğazı içinde olması söz konusu olamaz. Zaten Boğaz'da marinalar yapılması için projeler var. Bizim odadan birtakım bilgiler istenmiş.
Denizciliğin merkezi Singapur'a geçti
■ Krizden ne derece etkilendiniz?
Tabii ki etkilendik. İster istemez, şirketlerin de hayat felsefesi değişiyor. Bugün artık hayatımız Uzakdoğu'da. Bizim gemiler Türk bayraklı ve bir bacağı muhakkak ki Çin'de. Hakikaten Türk ekonomisi, krizde de büyüdü. Fakat Uzakdoğu'yu görüyorsunuz. Denizciliğin merkezi Londra'dan Singapur'a taşındı.
■ Singapur, merkezi Londra'nın elinden nasıl aldı?
Singapur öyle imkanlar tanıyor ki. Mesela; 15 dakikada şirket kurabiliyorsunuz. Orada şubemiz var, şimdi şirket kuruyoruz. Türk personel için oturma müsaadesini bile internetten alabiliyorsunuz.
Ankara’ya denizi sevdirdik
■ Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Deniz Ticaret Odası'nı (DTO) ziyaret etti. Bu ziyarette neler yaşandı?
Cumhurbaşkanımızın gelmesi, hepimizi mutlu etti. Dünya ekonomik krizini başından bu yana çok iyi takip etmiş. Denizcilik sektörünün önemini bir kez daha vurguladı. Tersanelerimizin Türkiye'nin milli savunması ve ticari açıdan iki yönden de faal olmalarını ve gemi inşa etmelerini, ülkemiz için çok önemli buluyor. Türk deniz ticaret filosunun son senelerde tonaj olarak iki misline katlanmasına rağmen bunun yeterli olmadığını, Türk bayrağının dünyanın üç tarafından dalgalanmasının çok önemli olduğunu ifade ettiler. Denizcilikle ilgili sorunları yakınen takip edeceklerini ve neticelenmesini arzu ettiklerini belirttiler.
Halkımıza anlatamadık
■ Denizi artık Ankara'ya sevdirdiniz mi?
Ankara, artık denizi seviyor. Gül'ü ağırlarken DTO Başkanı Metin Kalkavan da dertleri anlattı. Bugüne kadar, denizcilikle ilgili 390 civarında kanun, yönetmelik ve karar değişikliği olmuş. Büyük bir rakam. Bu da gösteriyor ki, Ankara artık denizleri sevmeye başladı. Bizim her zaman sıkıntımız şu oldu; ister oda, ister denizciler olarak, ister kıyı şeridinde yaşayanlar olarak, biz denizlerden elde edilen nimetleri, maalesef halkımıza anlatamadık.
■ Halk neden denizi doğru anlamıyor?
Denizi halka indirememişiz demek ki... Gerçekten bu söz doğru. Eskiden kıyı şeridindeki arazileri, işe yaramaz diye kızlara verir-lermiş. İçeri kısımlar erkeklere bırakılırmış. Şimdi herkes, bir nebze anlamaya başladı.
47 kızdan sonra Emre geldi
■ Sizin aile çok kalabalık mı?
Evet, öyle. Üstelik ailenin yüzde 95'i de kadındır. Benim tarafımda, aşağı yukarı 47 kızdan sonra torunum Emre ilk erkek çocuk oldu. Amcamın tarafında 4 kız var. Onların bütün çocuklarının hepsi kız. Benim kız kardeşimin iki kızı var. Karımın tarafında da bütün herkes kadın.
■ Sizin kaç torununuz var?
İki torunum var. Erkek olan Emre 12 yaşında, kardeşi Ece ise 9 yaşında. Emre, ünlü İngiliz takımı Manchestar United’e gitti. Kendi yaşında birinci geldi. Bizi 3 hafta sonra da 76 milyon kişinin karşısına çıkardı. Kabiliyetli oyuncu seçildi.
Röportaj: Perihan ÇAKIROĞLU/BUGÜN
Denizlerin Efendileri" olan armatörler için hayat denizlerde, okyanuslarda geçer. Farklıbir boyutta yaşarlar. Türk armatörler dünyasının "sakin gücü" olarak bilinen Eşref Cerrahoğlu da, zenginliğini, üçüncü nesil denizci olarak sulardan elde etti. 10'u denizcilik alanında 14 şirkete sahip olan Cerrahoğlu'nun ana firması Cerrahgil AŞ'nin bugün 5 büyük kuru yükgemisi, okyanuslarda oradan oraya dolaşıyor. O, sadece işini yapmadı. Denizi hepimize sevdirmek için sivil toplum örgütlerinde de çalıştı. Dünya Armatörler Birliği ikinci başkanlığına kadar yükseldi. İstese başkan da olacaktı ama işini ihmal etmemek için bu makamdan vazgeçti. Deniz Ticaret Odasının eski başkanı, TURMEPA'nın eski yönetim kurulu başkanı Cerrahoğlu, belki de ilk kez ayrıntılı biçimde sırlarını bizimle paylaştı.
Utandırıcı olay
■ Ortadoğu'daki kriz, sizin sektörü nasıl etkiliyor?
Bizim için en önemli yer Süveyş Kanalı. Şu anda bir olay yok. İran'ın 2 askeri gemisi 40 yıldır ilk defa geçiyormuş ama ticari yönden bizi etkileyici olay değil. Bizi esas son yıllarda en çok etkileyen konu, Süveyş'i geçtikten sonra Somalili korsanların gemi kaçırma olayları. Maalesef ki, korsanların bulunduğu bölge sürekli genişliyor.
■ Somalili korsanlar, tüm Hint Okyanusu'nu kontrol altına mı aldı?
Utandırıcı olay şu. Bölgeyi herkes biliyor. Uluslararası bir sorun var orada. Ne yazık ki, bırakın hiçbir devleti, Birleşmiş Milletler (BM) dahil, soruna bir çare bulamadı. NATO'nun iki gemisi ve konvoy sistemi de var. Biz o bölgeyi bu sistemle geçiyoruz. 'Ben şu tarihte korsan bölgesine giriyorum'diye bildiriyorsun. Diyorlar ki, 'Sen şu saatte şu muhribin konvoyuna gireceksin. Biz 20 gemi, o konvoyla geçiyoruz. İşin kötü tarafı, korsanlık Aden Körfezi bölgesindeydi. Şimdi daha da genişlemeye başladı. Hindistan'a kadar ulaştı.
Ekstra sigorta yaptırıyoruz
■ Bu konuda bir yanlışlık yok mu?
Tabii ki var. Terslik, bunlara yakalandığın zaman getirip teslim edeceğin bir ülke yok.
■ Neden uluslararası bir konvansiyon kurulmuyor?
Bunubizdenizcilerde çözemedik. Gemilerimizin sigortası bakımından aldığımız tedbirler var. Konvoy sistemi yanında, gemilerimizi inşaat demirleri ve tellerle çeviriyoruz. Bugüne kadar bir olay olmadı ama bize verilen talimat, gemi kaptanının mürettebatı bir odaya kilitlemesi ve kesinlikle mücadele etmemesi. Sigortanın talimatı böyle. Her şeyden önce can tehlikesi olması arzu edilmiyor.
■ Peki, yüksek sigorta ücretleri mi ödüyorsunuz?
O bölgeden geçerken, kendinize ekstra bir sigorta yapünyorsunuz. Çok pahalı ama korsanların istediği fidye, 5 milyon dolara kadar bir olay olursa, sigorta bunu yerine getiriyor. Anladığımız kadarıyla Somalililer de işleri büyüttüler. Eskiden 5 milyon dolar istedikleri gemilerden, şimdi 10-12 milyon dolar istiyorlar.
■ Korsanlığın fiyatı, 10 milyon dolara mı çıktı?
Evet, çkh. Bir an önce bunlara çare bulmak lazım. Geçen yıl ekim-kasım ayına kadar 50-60 gemiye teşebbüs edildi. Son 3 ayda 8-9'u kaçırıldı. Somalililer, ufaak bir tekneyle 4-5 gün yol yapıyorlar. İş o kadar büyüdü. Şimdi, başkaları dabu işe teşebbüs edecek. İllaki Somalili olması önemli değil. Her kaçırdığın gemiden 5-10 milyon dolar alıyorsan, çalışmaya gerek yok.
Cerrahoğlu'nun veliahtı kim olacak ?
■ Sizin kaç çocuğunuz var?
Üç kızım var. Büyük kızım Esra, 33 yaşında. Bizim kozmetik işinde. Giltaş şirketinin başında. Moulton Brown adlı bir İngiliz firma ile çalışıyor. Beş yıldızlı otellere satılıyor ürünler. Esra, distribütörlüğünü ve ithalatını yapıyor. Türkiye'deki beş yıldızlı otellerin yüzde 65'ini de aldı.
Serra gemi almaya gitti
■ Diğer iki kızınız neler yapıyor?
İkinci büyük kızım Serra denizciliğin başında. Benim başkan yardımcılığımı yapıyor. Kendisi 30 yaşında. Gemilerimizin işletmesi onun üstünde. Güney Kore'ye uçtu, yeni bir gemi teslim almak için. Üçüncü kızım Arzu, 28 yaşında. O da bizimle çalışıyor. O, benim sağ kolum. Başka işlerimizi de yürütüyor. Eskişehir'de bir fabrikamız var. Otomotiv ve beyaz eşya üzerine yan sanayi tesisi. Otomotiv ve gemi acentalığımız var. Boğazdan geçen, limanlara gelen yaklaşık 1200 gemiye hizmet veriyoruz. En önemlisi de bahsettiğim 20 gemiyle taşınan yükler. Yılda aşağı yukarı 4 milyon ton yük taşıyoruz.
■ Kaç geminiz var?
Bizim 4 gemimiz vardı. Hepsi de 80 bin dtw/tonluk. Serra, şimdi Güney Kore'de yeni yapılan yine 80 bin tonluk gemiyi almaya gitti. Böylece 5 kuru yük gemimiz oluyor. Elimizde halen 20 adet de kiralık gemi bulunuyor. Türkiye'ye bu gemiler hiç uğramıyor. Üçüncü ülkeler arasında taşıma yapıyoruz.
Tersanelerde kazalar gün geçtikçe azalacak
■ Yük taşımacılığı dünyada kimlerin elinde?
Bilhassa kuru yükte Çin ve Hindistan'ın payı yüzde 60'larda. Dünyada 8.5 milyar ton yük taşınıyor. Bütün emtialar var.
■ Krizden dolaylı sektörün sorunları vardı. İşler düzeldi mi?
Global krizden etkilenmedik dersek yalan olur. Çok etkilendik ama hükümetimiz, kararlar aldı, kısa zamanda tersanelerimiz tekrar kendilerini toparlayacak. Tersaneleri, sadece gemi inşa yerleri olarak görmemek lazım. 2.5 senede bir tüm armatörler gemisini tersaneye sokup tamir etmek durumunda. Tuzla'ya ihtiyacımız var.
Bilinç ve eğitim şart
■ Tersanelerde işçiler ölüyordu sürekli. Nasıl insan ölmez buralarda?
Nasıl insan ölmez dersek yanlış ifade kullanmış oluruz. Dünyanın her yerindeki tersanelerde mutlaka kazalar olur. Ama bu kazaları mühim olan asgariye indirmek. İşçileri de tümüyle suçlamak istemiyorum. Hem tersanecilerimiz hem de işçilerimiz aynı anda eğitim seviyesinde çok iyi noktalara gelecektir. Göreceksiniz, kazalar her geçen gün daha da azalacaktır.
Kruvaziyer turizmi için ya Galataport ya da Ataköy Marina değerlendirilmeli
■ İstanbul'u nasıl konumlandırıyorsunuz?
İstanbul tabii ki değişik boyutta bir metropol. Son 3 yıldır nihayet, otellerin hemen hepsi tam kapasite çalışıyor. Otellerde yer bulunamıyor. Bu bizim için gurur verici.
■ Otel yapmayı düşünmediniz mi?
Hiç düşünmedik. Bir nebze deniz turizmiyle katıldık. Kruvaziyer gemileriyle turist taşıdık. 3-4 sene onu yürüttük. Biz bu işi bıraktıysak da, inancım halâ o ki, kruvaziyer turizmi Türkiye için çok önemli. Bu gemilerin kapasitesi 3 bin 500 kişiye çıktı. İstanbul, Salıpazarı'nda ve başka bir yerde bu gemilerin gelip turistleri indirmesi için mutlaka bu konuyu ele almalı.
Boğaz'a marina yapılacak
■ Galataport yeniden ihaleye çıkılmalı mı?
Galataport'un yeniden ele alınması lazım. Nasıl bir yöntemle yapılır bilemem ama kruvazörleri nereye taşıyacaksak, nerede yolcu indire-ceksek oraya o rıhtımı tasarlamamız lazım.
■ Galataport dışında başka hangi bölge söz konusu olabilir?
Ataköy Marina civarında olabilir. Burada, bu gemiler için ciddi imkanlar sağlanabilir. İstanbul Boğazı içinde olması söz konusu olamaz. Zaten Boğaz'da marinalar yapılması için projeler var. Bizim odadan birtakım bilgiler istenmiş.
Denizciliğin merkezi Singapur'a geçti
■ Krizden ne derece etkilendiniz?
Tabii ki etkilendik. İster istemez, şirketlerin de hayat felsefesi değişiyor. Bugün artık hayatımız Uzakdoğu'da. Bizim gemiler Türk bayraklı ve bir bacağı muhakkak ki Çin'de. Hakikaten Türk ekonomisi, krizde de büyüdü. Fakat Uzakdoğu'yu görüyorsunuz. Denizciliğin merkezi Londra'dan Singapur'a taşındı.
■ Singapur, merkezi Londra'nın elinden nasıl aldı?
Singapur öyle imkanlar tanıyor ki. Mesela; 15 dakikada şirket kurabiliyorsunuz. Orada şubemiz var, şimdi şirket kuruyoruz. Türk personel için oturma müsaadesini bile internetten alabiliyorsunuz.
Ankara’ya denizi sevdirdik
■ Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Deniz Ticaret Odası'nı (DTO) ziyaret etti. Bu ziyarette neler yaşandı?
Cumhurbaşkanımızın gelmesi, hepimizi mutlu etti. Dünya ekonomik krizini başından bu yana çok iyi takip etmiş. Denizcilik sektörünün önemini bir kez daha vurguladı. Tersanelerimizin Türkiye'nin milli savunması ve ticari açıdan iki yönden de faal olmalarını ve gemi inşa etmelerini, ülkemiz için çok önemli buluyor. Türk deniz ticaret filosunun son senelerde tonaj olarak iki misline katlanmasına rağmen bunun yeterli olmadığını, Türk bayrağının dünyanın üç tarafından dalgalanmasının çok önemli olduğunu ifade ettiler. Denizcilikle ilgili sorunları yakınen takip edeceklerini ve neticelenmesini arzu ettiklerini belirttiler.
Halkımıza anlatamadık
■ Denizi artık Ankara'ya sevdirdiniz mi?
Ankara, artık denizi seviyor. Gül'ü ağırlarken DTO Başkanı Metin Kalkavan da dertleri anlattı. Bugüne kadar, denizcilikle ilgili 390 civarında kanun, yönetmelik ve karar değişikliği olmuş. Büyük bir rakam. Bu da gösteriyor ki, Ankara artık denizleri sevmeye başladı. Bizim her zaman sıkıntımız şu oldu; ister oda, ister denizciler olarak, ister kıyı şeridinde yaşayanlar olarak, biz denizlerden elde edilen nimetleri, maalesef halkımıza anlatamadık.
■ Halk neden denizi doğru anlamıyor?
Denizi halka indirememişiz demek ki... Gerçekten bu söz doğru. Eskiden kıyı şeridindeki arazileri, işe yaramaz diye kızlara verir-lermiş. İçeri kısımlar erkeklere bırakılırmış. Şimdi herkes, bir nebze anlamaya başladı.
47 kızdan sonra Emre geldi
■ Sizin aile çok kalabalık mı?
Evet, öyle. Üstelik ailenin yüzde 95'i de kadındır. Benim tarafımda, aşağı yukarı 47 kızdan sonra torunum Emre ilk erkek çocuk oldu. Amcamın tarafında 4 kız var. Onların bütün çocuklarının hepsi kız. Benim kız kardeşimin iki kızı var. Karımın tarafında da bütün herkes kadın.
■ Sizin kaç torununuz var?
İki torunum var. Erkek olan Emre 12 yaşında, kardeşi Ece ise 9 yaşında. Emre, ünlü İngiliz takımı Manchestar United’e gitti. Kendi yaşında birinci geldi. Bizi 3 hafta sonra da 76 milyon kişinin karşısına çıkardı. Kabiliyetli oyuncu seçildi.