Türkiye tarafından Kıbrıs'ın deniz bölgesinde bir olay yaşanması halinde "güvenceler" iddiası

Türkiye tarafından Kıbrıs'ın deniz bölgesinde bir olay yaşanması halinde 'Yabancı hükümetlerden 'Rum Yönetimi'ne güvenceler' iddiası.

Fileleftheros gazetesinde yer alan bir haberde, Lefkoşa Rum kesiminin “üçüncü taraflardan, Türkiye tarafından Kıbrıs’ın deniz bölgesinde bir olay yaşanmasına sebep olacak herhangi bir eylemde bulunulmasına izin vermeyecekleri konusunda güvenceler aldığı” öne sürüldü.

“Elde ettiği bilgilere” dayanarak, Rum hükümetinin bazı ülke ve örgütlerle temas içinde olduğunu ve bunları Türkiye’nin Güney Kıbrıs’ın sözde “Münhasır Ekonomik Bölgesi (MEB)” içerisindeki faaliyetleri konusunda bilgilendirdiğini yazan gazete, “yine aynı bilgilere” dayanarak, şirketler aracılığıyla araştırmalara katılmakta olan yabancı devletlerden gemilerin, bölgeye doğru gelmelerinin beklendiğini öne sürdü.

Öte yandan yabancı hükümetlerden Ankara gidişatına yönelik müdahaleler yapıldığını iddia eden gazete, Türk faaliyetlerinin tümünün yakından takip edildiğini ve Ankara’nın niyetleriyle ilgili bilgilerin de değerlendirilmekte olduğunu ileri sürdü.

Türkiye’nin, araştırmalara başlamalarını önlemek için Rum MEB’indeki parsellerde faaliyet göstermekte olan şirketlere yaklaştığını da iddia eden gazete, ancak Ankara’nın bu müdahalelerinin bir sonuç vermediğinin görüldüğünü öne sürdü.

Gazete “yetkili bir kaynağa” dayanarak, Rum hükümetinin Türkiye tarafından Navtex yayımlamasını, (Türkiye’nin) müzakerelerle ilgili niyetleri açısından bir gösterge olarak addettiğini de iddialarına ekledi.
Politis gazetesi ise “Kıbrıs MEB’inde Sıcak Bir Temmuz Bekleniyor- Gayri Resmi Türk Casus Belli’sine Rağmen Total’in Normal Şekilde İlerlediği Görünüyor” başlıklı haberinde, önümüzdeki haftaların yalnızca müzakereler açısından değil, hidrokarbonlarla ilgili büyük resim açısından da, gelecek için belirleyici öneme sahip olarak göründüğünü yazdı.
Gazete, liderlerin Mayıs ayında son görüşmelerini yapacakları 17 Mayıs tarihi ile Fransız Total şirketinin 11 numaralı parseldeki planlanmış sondajının başlaması beklenen 13 Temmuz tarihlerinin, birbiriyle bağlı olduğunun görüldüğünü ifade etti.

Gazete bu durumun “yaklaşan gelişmelerle ilgili bulmacaya, sürecin yeniden doruk noktasına ulaşmasını (Cenevre tipi yeni bir uluslararası konferans) veya Rum MEB’indeki çalışmalar dolayısıyla, Kıbrıs’ın deniz bölgesi içerisinde krizin tırmanmasını ekleyeceğini” ileri sürdü.

Simerini gazetesi ise “6’ıncı Parseldeki Araştırmalar İçin Özel Durum Planlaması- Türk Saldırganlığı İçin Hukuki, Politik ve Diplomatik Önlemler- Hükümet ve ENI-TOTAL Bireysel ve Önleyici Bir Enerji Planı Planladı” başlıklarıyla manşete çektiği haberinde, Rum kesiminin, Güney Kıbrıs’ın sözde “Münhasır Ekonomik Bölgesi (MEB)” içerisinde ileri sürülen Türk saldırganlığına yönelik henüz ortaya çıkmamış tepkisinin, politik, diplomatik ve hukuki önlemleri içerisinde barındırdığını iddia etti.
Rum kesimindeki “Jeostratejik Araştırmalar Konseyi” ile Rum Dışişleri Bakanlığının yetkili biriminin, bu gidişata yönelik seferber edildiğini kaydeden gazete, uluslararası bir hukuk firmasından da konuyla ilgili görüş istenmesinin beklendiğini belirtti.

Rum kesiminin üzerinde çalıştığı öneriler arasında, Türkiye’nin AB düzeyindeki katılım öncesi fonlarının kesilmesi, aynı zamanda Birlemiş Milletlere (BM) sözlü nota verilmesinin yer aldığını kaydeden gazete, Türkiye’nin “yasadışı araştırmalar” için hizmet aldığı şirketler aleyhinde hukuki tedbirler alınması olanağının incelenmekte olduğunu da ekledi.

Gazete iç sayfalardan geniş yer verdiği haberi için “MEB’in Uzman Görüşleri ve Tedbirlerle Korunması” başlığını da kullandı.