Tarihimiz nasıl jilet oldu?

Çanakkale Savaşı'nın yıldızı Muavenet-i Milliye ve 1. Dünya Savaşı'nın simgesi Yavuz'dan Kurtuluş'un bayrağı Bandırma'ya kadar Türk tarihinde önemli olan 10 geminin 8'i artık yok

BAŞKALARI TARİHİ GEMİLERİNİ MÜZE YAPARAK KORURKEN, TÜRKİYE'NİNKİLER YOK EDİLDİ

Tarihimiz jilet oldu

Çanakkale Savaşı'nın yıldızı Muavenet-i Milliye ve 1. Dünya Savaşı'nın simgesi Yavuz'dan Kurtuluş'un bayrağı Bandırma'ya kadar Türk tarihinde önemli yeri olan 10 geminin 8'i artık yok

Önay YılmazTarihimizle övünmeyi genellikle seviyoruz ama ona saygı göstermeyi nedense pek beceremiyoruz. Bunun en iyi örneği tarihimize mal olmuş gemiler...
Kırım Savaşı'na katılan Mahmudiye'den Kurtuluş'un simgesi Bandırma'ya, Çanakkale Savaşı'nda ünlü İngiliz gemisi Goliath'ı batıran Muavenet-i Milliye'den 1. Dünya Savaşı'nın simgesi haline gelmiş Yavuz'a kadar tarihte çok önemli görevler üstlenmiş 10 gemiden 8'inden geriye hiçbir şey kalmadı.
Çanakkale Deniz Savaşı'nı kazandıran Nusrat (Nusret) mayın gemisinin ise orijinal parçalarından sadece kaburga kısmı kaldı.
Onlar müze yaptıTürkiye tarihe mal olmuş bu efsane gemilerin yok olmasına göz yumarken, birçok ülke böylesi manevi değerlerine sahip çıkıyor. Yunanlılar, Yavuz gibi Dünya Savaşı'nda görev yapmış olan ünlü gemileri Averof Zırhlısı'nı, Bulgaristan da Hamidiye kruvazörünü bir torpido ile yaralayan Drutsky torpidosunu müze-gemi yaptı. Rusya'da Aurora, İngiltere'de Victory, Belfast ve Cutty Sark, ABD'de Texas, Intrepid, Constitution ve sayılamayacak daha niceleri günümüzde birer müze-gemi olarak hizmet vermeye devam ediyor.
Tarihi gemilerle ilgili çeşitli araştırmalarını kitaplaştıran yazarlar Eser Tutel ve Ahmet Güleryüz, Türkiye'nin kendi manevi değerlerine sahip çıkamadığını belirterek, "Şimdi Nusrat ve Bandırma gemilerinin sadece benzerlerini yapıp sergiliyoruz. Ama orijinalleri yok oldu. Elimizde müze gemi yapabileceğimiz bir tek Savarona kaldı. Ama onu özel bir şirkete kiraladık. Hiç olmazsa elimizdeki bu son geminin bir an evvel müze gemiye dönüştürülmesi gerekiyor" dediler.

Yavuz İtalyanlara satıldı

Yavuz, "Goeben" adıyla 1911'de Almanya'da yapıldı. 186 metre boyundaki gemi, dönemin en büyük savaş gemilerinden biriydi. İngiliz Kraliyet Donanması Komutanı Winston Churchill, bu geminin ne pahasına olursa olsun ele geçirilmesini istemiş, Goeben, yanında Breslau kruvazörüyle birlikte Kraliyet Donanması'nı İstanbul açıklarına kadar peşine takmıştı.
Burada beş milyon Osmanlı altını karşılığı satın alınan gemi, Osmanlı Donanması'na geçti. Goeben, "Yavuz"; Breslau da "Midilli" adlarını alıp Rusya'nın Sivastopol ve Odessa kentlerini bombalayarak, Osmanlı İmparatorluğu'nun 1. Dünya Savaşı'na girmelerine sebep oldular.
Yavuz, 1925-30 arasında büyük çapta onarım gördü. Bu onarım yüzünden bir bakan Yüce Divan'da yargılandı ve hüküm giydi. 1930'da tekrar sefere çıktı. Atatürk'ün naaşını taşıdı. 1950'de kadro dışı kalarak Gölcük'e çekildi. 1969'da Makine Kimya Endüstrisi'ne (MKE) satıldı. 1975'te satışa çıkarıldı. Hurdaya ayrılan gemiyi, İtalyanlar sökmek üzere satın aldı.

Kardeş yatların sonu

1890'da Japonya'da batan Ertuğrul Firkateyni'nin adını alan Ertuğrul yatı, 1903'te İngiltere'de inşa edildi. 1904'te İstanbul'a geldi. 1926'da Donanma kadrosundan çıkarılarak, Cumhurbaşkanlığı yatı olarak tahsis edildi. 1926'dan 1937'ye kadar Atatürk tarafından kullanıldı.
Genç Türk devletinin konukları, krallar, cumhurbaşkanları ve prensler, Atatürk tarafından hep, imparatorluğun son, cumhuriyetin ilk yatı olan Ertuğrul'da ağırlandı. 1937'de hizmetten çıkarılan yat, 1939'da sökülmek üzere Bozmacı İlhami Söker'e verildi. Haliç'te yıllarca bekledikten sonra 1959'da söküldü.
Ertuğrul'un kardeşi Söğütlü, 1908'de İngiltere'de inşa edildi. Ertuğrul yatından önce devlet erkânı tarafından kullanılıyordu. Atatürk bu yatı bir süre kullandı. Marmara'da geziler yaptı. Yat 1933'te hizmetten çıkarılarak söküldü.
 
Şanlı Nusrat'ın dramı

Osmanlı Donanması'nda 1913'te göreve başlayan Alman yapımı mayın gemisi, 18 Mart 1915 Çanakkale Deniz Savaşı'nın kazanılmasına büyük rol oynadı. Döşediği mayınlarla birçok savaş gemisinin batmasına neden oldu. 1937'de dalgıç gemisi oldu. 1939'da tekrar "Nusrat" ismini aldı. 1962'de Kalkavan ve Kaptanoğlu'na satıldı.
1962-66 yıllarında büyük bir tadilat ile kargo gemisi oldu ve "Kaptan Nusrat" adını aldı. 1979'da A. Tombul ve 1980'de Mustafa Okan Kardeşler Kollektif Şirketi'ne satıldı. 1990'da Mersin Limanı'ndan çıkarken battı. 1999'da çıkarıldı ve yüzdürüldü. 2004'te bu gemi tekrar aslına uygun hale döndürülüp Tarsus'ta bir parkta "Nusrat" olarak ziyarete açıldı. Ancak geminin orijinal parçalarından sadece kaburga kısmı kaldı.

Mahmudiye odun oldu

Haliç'te 1829'da yapılan üç ambarlı kalyon tekne olan Mahmudiye, Kırım Savaşı'na katıldı. Savaşın ardından Gazi sanı ile anıldı. Görkemli duruşu ile çağının en büyük savaş gemisiydi. 1879'da hurdaya çıkarıldı. Parasızlık nedeniyle tersane çalışanlarının ödenemeyen maaşlarının yerine kışlık odun olarak dağıtıldı.

Akıncı Hamidiye söküldü

1. Dünya Savaşı'nda Osmanlı donanmasının savaş gemilerinden biri olan 112 metre uzunluğundaki Hamidiye kruvazörü, 1903'de İngiltere'de inşa edildi. Balkan Savaşı başlayınca Karadeniz'de görevlendirildi. Aralık 1912'de Varna'yı ve öteki Bulgar limanlarını bombaladı. Aynı yıl bir Bulgar torpil gemisince vuruldu. İstanbul'a gelmeyi başardı ve Haliç'te onarıma alındı. Balkan Savaşı sırasında Yunanistan'ın Osmanlı donanması üzerindeki baskısını hafifletmek üzere Ege ve Akdeniz'de Yunan hedeflerine yönelik 'Akın Harekâtı' adı verilen 7.5 aylık bir taarruz gerçekleştirdi. Unutulmazlar arasında yerini alan gemi, 1966'da söküldü.
'Kurtuluş'un simgesi

Atatürk'ü Samsun'a götüren Bandırma Vapuru, 1878'de Glasgow kentinde yolcu ve yük vapuru olarak inşa edildi. İlk sahibi Yunanistan'da bir firmaya sattı. 12 Aralık 1891'de kaza sonucu battı, aynı yıl yüzdürüldü. Daha sonra İstanbul'daki Rama Derasimo firmasına satıldı. Adı "Panderma" olarak değiştirilen gemi, Türk bayrağı çekilerek yük ve yolcu seferleri yaptı. 1910'da Osmanlı Seyrüsefain İdaresi, adını "Bandırma" olarak değiştirdi ve posta vapuru yaptı. 19 Mayıs 1919'da Atatürk ve arkadaşlarını Samsun'a getirdikten sonra yine posta hizmetine devam etti. 1924'te hizmet dışı bırakıldı. 1925'te Bozmacı İlhami Söker'e satıldı ve 4 ayda parçalandı.

İlk transatlantiğimiz

Gülcemal, 1875'te İngiltere'de Atlantik Okyanusu'nu geçmek üzere inşa edilen iki transatlantikten biriydi. 1900'lerin başlarında bir Kanada şirketi Avrupa'dan göçmen taşımada kullandı. 1911'de Sultan Reşat satın aldı. Gemiye, Sultan'ın annesinin adı olan Gülcemal ismi verildi. Ekonomik ömrünü doldurmuş olmasına rağmen onarıma alındı ve 1937'ye kadar kullanıldı. Türk deniz yollarının amiral gemisi oldu. Atatürk'ün de bindiği ve seyahat etmekten büyük keyif aldığı gemi, 1930'lu yılların sonunda Haliç'e çekilip depo olarak kullanıldı. 1945'te sökülmek üzere İtalya'ya götürüldü.
Goliath fatihi

1910'da Almanya'dan satın alınan Muavenet-i Milliye adlı torpido bot, Binbaşı Ahmet Bey komutasında, Çanakkale Savaşı'nda 12 Mayıs 1915'i 13 Mayıs'a bağlayan gece İngiliz gemisi Goliath'ı batırdı ve savaşın kaderini etkiledi. Nusret'le birlikte savaşta çok kritik bir rol oynayan iki savaş gemisinden biri oldu. Bu torpido, 1923'de hizmet dışı kaldıktan sonra 1953'te hurdaya ayrılarak söküldü.

Kaynak: Önay YILMAZ-Milliyet GazetesiYayın Tarihi:9 Nisan 2007