Akillas Millas'ın çizimleriyle İstanbul'da Seyrüsefer sanatseverlerle buluşuyor

Geçmişten günümüze İstanbul'un deniz vasıtalarını çizgileriyle tasvir eden sanatçı Akillas Millas 'Vapurları çizerek çocukluğumu bulmaya çalışıyorum' diyor.

Ağır ağır ilerleyen kürekliler, rüzgârın önüne koyulmuş yelkenli kayıklar, kocaman mavnalar... İstanbul’un sularında yol almak bunlarla mümkündü evvel zaman içinde... Sonra Akillas Millas’ın tabiriyle  “Dersaadet sakinleri, 1828 senesinin bir sabahında, sahillere üşüşerek yelkenleri, görkemli tekerlekleri olan ve büyük gürültülerle simsiyah dumanlar saçarak, sular fışkırtarak Boğaz’da seyreden bir acayip yaratık”la tanıştılar. Yelkenleri de olan buharlı ve yandan çarklı gemiler şehir hayatına böyle girdi. İstanbul ahalisinin pek alışık olmadığı vapurlar, “Şirket-i Hayriye” altında bir araya gelip, Boğaz’ın sularında, Adaların güzergâhında süzülmeye başladılar dumanlarını tüttürerek... 100’ü aşkın ihtişamlı gemi Boğaz, Adalar ve Marmara sularında seyrüseferde bulunup, İstanbul resimlerinin ayrılmaz parçası oldular yıllarca... Zarafetleriyle şehrin estetiğine zenginlik kattılar... 

Payitahtın sularında dolaşan bu zarif gemiler, kitaplarının yanı sıra usta çizimleriyle de tanınan Akillas Millas’ın çizimlerinde kayıt altına alındı. Adalar Müzesi tarafından kitaba aktarılan bu çizimler, “İstanbul’da Seyrüsefer” isimli bir sergiye dönüştü. Biz de sergi vesilesiyle ömrünün büyük kısmını Büyük Ada’da geçiren Akillas Milas’la eski seyrüseferleri konuştuk...

Bu deniz vasıtalarının İstanbul’un tarihinde çok mühim bir yeri olduğunu söyleyen Millas şöyle konuşuyor: “Vapurlardan evvel Osmanlıda kayıklar ve yelkenliler kullanılıyordu. Bunlar o kadar çoktu ki kürekçiler şehirde sayıları en kalabalık olan esnaf grubuydu. Büyük pazulu kürekçiler Avrupa’nın en güçlü kişileriydi. Derken 1820’lerde ilk buharlı gemiler gelip, seferlere başladı. Sonra bu vapurlar, İstanbul’un en güzel parçalarından biri hâline geldi. Özellikle yandan çarklı olanlar bir başkaydı. Mesela, Neveser çok fiyakalı gemiydi.” 

KENDİMİ ARIYORUM

Vapurları şahsi bir zevkle çizmeye başladığı söyleyen Millas “Önceleri Ada’da yok olmaya terk edilen ahşap evleri çiziyordum. Onları resmederken vapurlar da girdi araya... Baktım sayıları 70’i geçmiş, hepsini bir kitaba ve sergiye dönüştürdük. Bu çizgilerle belki eski İstanbul’u ve Adaları değil kaybolan benliğimi arıyorum. Vapurlar ve eski ahşap evleri çizerek Ada sokaklarından koşarak çıkan çocuğu bulmaya çalışıyorum. Yok olan benim, artık bu dünyanın adamı değilim. Bu çağda, internete bulaşmadan, elime kurşun kalemi bir şeyler alıp karalamaya devam ediyorum” ifadelerini kullanıyor.

DÜNYA DEĞİŞTİ, ADALAR DA...

Adalar’da geçmişte günümüze büyük bir tahribat olduğunu söyleyen Akillas Millas, “Büyük bir ev katliamı yapıldı Adalar’da. Muhteşem yalıların büyük bir kısmı yandı. Yanan binalar arasında ‘Vidalı Köşk’ gibi muhteşem evler de vardı... Bugün gördüğümüz evlerin büyük kısmı üzeri ahşapla kaplanmış, betondur. Önceden Ada’ya baktığınızda -konakları bir kenara bırakalım- simsiyah bir tablo vardı. Zira evlerin ekserisi ahşap ve boyasızdı. Ancak böyle bir ahşap evde yaşamak, hele kışı geçirmek büyük problemdir. Biraz nostaljik bir şahsiyet gerektirir. Dünya değişti. Bugün Adalar’a gelenler o eski evlerde yaşamak zorunda değil, yaşayamaz da zaten... 

DEDEM, "BEN OSMANLIYIM" DİYORDU

Rum kökenli sanatçı geçtiğimiz asırda yaşananlar hakkında da şöyle konuşuyor: “Dedem, kendisi Osmanlı olarak tanımlıyordu ve “Ben Osmanlı Rum’uyum” diyordu. 6-7 Eylül Hadiseleri, Varlık vergisi gibi hatalara Yunan politikacıları delilikleri de eklenince, yeni rejimde adımız “Yunanlı” oldu ve düşmanlaştırıldık. Hâlbuki ben kendimi Yunanlı olarak kabul etmiyorum.” 

Sergi Hakkında:

Akillas Milas'ın çizimleri arasında Adalar'ın ve Marmara'nın balıkçı tekneleri de var, yük taşımacılığında kullanılan yelkenliler de, yolcu taşımacılığında kullanılan yazar kayıkları da var, buharlı ve dizel gemiler de. Akillas Millas, 2017 yılında bu çizimlerini Atina'da yayınlanan bir ajandada topladı.

Şimdi de bu çizimler Adalar Müzesi tarafından bir sergiye ve kitaba dönüştürülüyor. Akillas Millas'ın çizimleriyle hayat bulan “Pazar Kayıklarından Şehir Hatları'na İstanbul'da Seyrüsefer” isimli sergide Marmara, İstanbul ve Adalar arasında son 500 yılın taşımacılık tarihi gözler önüne seriliyor.

14 Temmuz 2017 Cuma günü, Adalar Müzesi'nin Büyükada'daki ana mekanında, orta bahçedeki sergi alanında açılan sergi, yine aynı mekanda ziyaret edilebilecek olan Gül Bolulu'nun “Sürgün Kayıkları” çalışması ile birlikte 30 Eylül 2017 tarihine kadar açık kalacak ve sergiler ücretsiz olarak ziyaret edilebilecek.

Çizimleri içeren kitap ise müze satış noktasında ve Ada kitapçılarında satışa sunulacak. Müze, pazartesi hariç her gün 09.00 – 17.00 saatleri arasında ziyaretçi kabul ediyor.

Akillas Millas hakkında

Millas 16 Mayıs 1934'te İstanbul'da doğdu, Beyoğlu'nda büyüdü. Büyükada'ya ilk kez 3 aylık iken annesinin kucağında geldi. O günden itibaren çocukluk ve gençlik yıllarını aralıksız Büyükada'da Yeni Yol 16 numarada geçirdi. Ortaokul ve Liseyi Beyoğlu Zoğrafyon Lisesi'nde bitirdikten sonra İstanbul Tıp Fakültesi'nde okudu. Uzmanlığını Vakıf Gureba (Çapa) hastanesinde çocuk cerrahisi ve ortopedi asistanı olarak yaptı.

1963 senesinde Niki Hanım ile evlendi. Balayını Büyükada'da Splendid Oteli 59 numaralı odada geçirdi ve o zamandan beri Ada'da olduğu her zaman aynı odada kalıyor. 1964'te bir kız babası oldu. Vatani görevini Ankara'da yedek subay olarak Dışkapı'da 1000 yataklı Mevkii Hastanesinde ortopedi ve travmatoloji mütehassısı olarak yaptı.

Askerliği esnasında ve sonraki yıllarda “eski bir sporcu olarak” spor hekimliğini daha cazip bulan Akillas Millas bir menüsküs uzmanı olarak futbol kulüplerine geçti. Gençliğinde dağcılık ve atlet olarak Türkiye çapında dereceler elde etti. Ortopedist olarak spora hizmetini sürdürdü. Küçüklüğünden beri müzmin bir koleksiyon hastası olan Millas, bu tutkusu sayesinde İstanbul, Anadolu ve bilhassa çok sevdiği Adalar ile ilgili zengin bir arşiv oluşturdu.

Arkeolojiye ve nümizmatiğe meraklı olan Millas, Adalar'ın yok olmaya yüz tutmuş evlerinin, mahallelerinin krokilerini çizdi, eski kartpostallarla, fotoğraflarla, anılara ve söylentilere dayanarak kaybolanı buldu ve yaşattı.

Akillas Millas'ın şimdiye kadar yayınlanan kitapları ise şöyle: Oğlunuz Er Yorgos Savaşırken Öldü (1983) (Türkçe baskısı 2004); Halki (1984) (Akademi Ödülü); Prinkipo (1988); Proti- Antigoni (1992) (Akademi Ödülü); Propontis (1992); İstanbul Mühürleri (1996) (Akademi Madalyası); Kadıköy - Terkos Mühürleri, (2000); The Princes Islands, (2001); Pera, the Crossroads of Constantinople, (2003) (İngilizce'ye çevrildi); Constantinopolis (Sur İçi Eski İstanbul Kiliseleri, 2 cilt, 2005); Türkiye Havadan, 2006 (Türkçe'ye çevrildi); Ktimatologion (Büyükada Kadastro), (2006); Trabzon, 2 cilt, (2008); Halki, Arta Kalanlar, (2009); Büyükada Aya Yorgi Manastırı, (2011); Hala Hatırlıyorum, Büyükada (2013 Temmuz'da Büyükada Çınar'da açılan Adalar Müzesi'nin 2013 Sergisinin kitabı, Türkçe-İngilizce); Büyükada, Ada-i Kebir (2014); Hala Hatırlıyorum Heybeliada, 2015 (Türkçe – İngilizce); Hristos, 2016; Vessels of Marmara, 2017.