İlk kitabının, asıl ve 20 yıllık çalışmasının bir bölümü olduğunu söyleyen Türküstün, “Piri Reis’in meşhur Bahriye isimli eseriyle Akdeniz ülkelerinin bütün kıyılarını dolaşarak 14 bin deniz milinden fazla bir mesafe geçtim. 500 sene evvel yaşanmış olan olayları düşümde yaşayarak dolaştım” dedi
Bu hafta tesadüfen "Piri Reis, Anadolu Kıyılarının İlk Harita Şekilleri 1525/1526" isimli kitaba rastlayınca öncelikle yaşadığım yer Karaburun kıyıları ile ilgili sayfaları ve devamında tamamını okuduktan sonra, kitabın yazarı Fatih A. Türküstün hakkında içimde bir merak uyandı ve Fatih Kaptan ile yaz aylarında yaşadığı Mordoğan'da sizler için buluştum.
Kitabınız hakkında bilgi verir misiniz?
Kitabımın ön sözünde bahsettiğim gibi, 1513 Tarihli dünya haritasının çizilişinin 500. yılının UNESCO tarafından Piri Reis'in anılmasının kabul ve ilan edilmiş olması nedeniyle onun ve eserlerinin tanıtılmasına somut katkıda bulunmak amacıyla yaptığım bu çalışma Piri Reis'in Anadolu kıyıları için çizdiği harita şekillerinin incelenmesinden oluşmaktadır. Piri Reis'in harita şekillerinde çizili kıyıların yerlerinde görülerek, çizimlerle teknik bakımdan uyumlu olup olmadığının araştırma ve incelemesi bu çalışmama kadar hiç kimse tarafından yapılmamıştır. Bu nedenle bu çalışmam bir ilktir.
ANILARIMI YAZMAYI DÜŞÜNMÜYORUM
Bu ilk kitabınız mı, devamı olacak mı, anılarınızı yazmayı düşünüyor musunuz?
Piri Reis ile ilgili olan uluslararası ve yurtiçindeki sempozyum tebliğlerim (ki bunlar 30- 35 sayfalık küçük kitapçıklar gibi olup piyasada yayımlanmayarak tebliğ kitaplarında bulunurlar) haricinde yayımlanan ilk kitabımdır.
Bu kitaptan evvel İzmir, Piri Reis Denizcilik Derneği'nin evvelce düzenlediği Göksel Seyir Semineri için yazdığım 265 sayfalık bu seminerin ismine uygun Göksel Seyir isimli bir kitabım vardır. Bu kitap yalnız seminerin katılımcılarının adeti kadar her defasında basılmış olup piyasada satılmamıştır.
500 sene evvel yaşanmış olan olayları düşte yaşamak nasıl bir şey?
Piri Reis ile ilgili olarak ikinci kitabımın yazımı yeni bitti ve baskıya hazırlanıyor. Bu yeni kitabın ismi; Piri Reis'in Gemicilik İlmi olacak.
Bu kitabın içeriliğinin hazırlanması 12 yıllık bir zaman aldı. Piri Reis'in meşhur Bahriye isimli eseriyle bu zaman içinde Akdeniz ülkelerinin bütün kıyıları dolaşarak 14 bin deniz milinden fazla bir mesafe geçtim. 500 sene evvel yaşanmış olan olayları düşümde yaşayarak dolaştım.
Akdeniz'i Bahriye eseriyle gezen benden başka bu güne kimse kadar çıkmamıştır. Piri Reis'in anlattığı çok ilgi çekici ve hayret verici olayları 16. yüzyılın koşulları içinde yaşadım. Bu yayımlamaya çalıştığım kitabım 20 senelik bir çalışmanın ürünüdür. Yakın zamanda piyasaya çıkmış olan ve sizin de gördüğünüz Piri Reis, Anadolu Kıyılarının İlk Harita Şekilleri isimli bu kitabım konu ettiğim çalışmanın içinden çıkmış bir bölümdür. Bu kitap yurdumuzda ve Batı dünyasında yapılmış olan ilk çalışmadır. Kısıtlı veya daha doğrusu 500 adet olmak üzere belli sayıda basılmıştır.
Çünkü kimse kitap okumuyor ve bunun gibi araştırma ve inceleme konusu olanların yanından bile geçmiyorlar. Ben bu kitapları para kazanmak için yapmıyorum. Arkamda bırakacağım dümen suyumda her zaman hatırlanarak anılacağım bir eser bırakmak arzusu ile yaptım ve yapmaya devam ediyorum.
Anılarımı yazmayı düşünmüyorum çünkü benim 40 senelik deniz hayatımla kimsenin ilgileneceğini zannetmiyorum.
Gittiğiniz denizleri sormayayım da deniz yolu ile gitmediğiniz yer kaldı mı?
Elbette var. Olmaz mı? Ben kısa zaman içinde çok yer gezmek ve görmek için sık sık gemi değiştirmişimdir.
Böyle sık sık gemi değiştiren denizcilere bizim eski gemiciliğimizin tabirince küpeşteci derlerdi. Ben de iyi bir küpeşteci idim. Ama iyi de gemiciydim.
Denizcilik ile ilgili yeni denizcilere tavsiyeleriniz var mı?
Elbette var. İster gerçek ister amatör denizciler olsun önce şunu bilmelidirler.
Denizcilik mesleği veya uğraşısı hafife alınacak bir uğraşı değildir. Asla şakaya alınamayacak kadar tehlikelerle dolu bir uğraştır. Denize ve kurallarına saygı duyulmalıdır. Denizcilik uğraşının kesinlikle uyulması gereken kurallarına karşı kural koymaya hiçkimse kalkışmasın.
"70'Lİ YILLARIN EN HIZLI KAPTANI BENDİM"
Bizi gülümsetecek ya da düşündürecek bir kaç anınızı anlatabilir misiniz?
Sene 1978 Nisan ayının 1. günü. Şaka değil bu, gerçek.
Rusya'nın Karadeniz'deki Poti Limanı'ndan Hidrofii Kometa- M tipi yolcu gemisini İstanbul'a getirmiştik. Bu gemi çok büyük hıza ulaşınca başı ve arka kısımları geminin altında bulunan ön ve arka kızaklarının üstüne yükselerek tekne gövdesi deniz suyunun 2.5 metre suyun üstüne çıkıyordu ve böyle seyir yapılıyordu. Hiç kimse bu tip bir gemiyi o güne kadar görmüş değildi. Türk yazılı medyası gemiye anında Deniz Otobüsü ismini vermişti.
Kaptanı olduğum bu gemi ile Alanya- Girne (Kıbrıs) arasında seferlere başlamak için İstanbul'daki millileşme ve ardından da gösteri seferlerini tamamlayarak bir gün sabah saat 10.00 da Ortaköy arabalı vapur iskelesinden Güney Akdeniz'e gitmek için armatör ve misafirleriyle beraber hareket ettim. Aynı günün akşamüzeri saat 19.30'da yakıt ikmali yapmak ve geceyi geçirmek için Kuşadası iskelesine 9.5 saatlik seyir sonunda yanaştım. Şu mesafeye ve bir de gittiğim hıza bakın. Bir şey daha söylememe izin verin, Alanya- Girne arası 96.5 deniz milidir. Ben bu mesafeyi üç saat on beş dakikada saatte 32.5 deniz mili hızla alıyordum.
Bu nedenle de o yılda Türk Deniz Ticaret gemileri içinde en hızlı giden kaptanı ben ve kardeş gemiyi kullanan arkadaşım Kaptan Mehmet Sağcan idi.
Bunları günümüzde kimse bilmez. Bu anlatım ilk olarak burada sizin için yapıldı.
DENİZLERİN KİBAR KORSANI
Sizin lakabınızın Kibar Korsan olduğunu biliyorum, hatta emekli olduğunuzda Kibar Korsan isimli denizciler ile ilgili hatıra ve süs eşyaları satan Kızlar Ağası Hanı'nda bir işyeri açmıştınız. Sahi bu Kibar Korsan adı nereden geliyor?
Bu lakaba sahip olmak pek o kadar kolay olmadı. İyi gemicilik kurallarına karşı göstermiş olduğum anlayış ve saygı nedeniyle denizci milletinin takdirine mazhar olmamdan dolayı bir grup meslektaşımın bana layık gördükleri bir lakap, bir isim olarak takıldı. Benim istemim dışında bir addı ve zamanla ben de kabullendim. Bu arada söylemem gerekir ki mesleğimin belirli dönemlerinde pek de akıllıca sayılmayacak ancak eski korsanların seferlerindeki mesleki kurnazlıklarına benzer deniz seferlerim ve manevralarımın olmasından dolayı kinaye olarak bu isim takılmıştı. Hepsi bu kadar.
KAPTAN FATİH AHMET TÜRKÜSTÜN KİMDİR?
Fatih Ahmet Türküstün 3 Ağustos 1943'de İzmir Karşıyaka'da doğdu. Karşıyaka Koleji'nden 1964 yılında mezun oldu. Denizcilik mesleğine atıldı. Gemi adamı yönetmeliği gereğine uygun olarak mesleki sınav ve terfi ile yükselerek kaptan yeterliliğini aldı.
1964-1996 yılları arası Türk ve yabancı bayraklı gemilerde güverte vardiya zabiti ve kaptan olarak çalıştı. Meslekten yetişmiş ticaret gemisi kaptanıdır. 1996 yılında özel sektörden emekli oldu. 1978 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi'ne ait Koca Piri Reis isimli araştırma gemisini Almanya'da teslim alıp yurda getiren ilk kaptandır. Üniversitede 1978-1983 yılları arasında çalışmıştır. 2001 yılında kurucu üye olarak İzmir Piri Reis Denizcilik Derneği'nde görev aldı. Halen derneğin denizci eğitmenidir. İyi düzeyde İngilizce bilen Türküstün, evli ve iki çocuk babasıdır.KAYNAK: YENİ ASIR GAZETESİ
Kitabınız hakkında bilgi verir misiniz?
Kitabımın ön sözünde bahsettiğim gibi, 1513 Tarihli dünya haritasının çizilişinin 500. yılının UNESCO tarafından Piri Reis'in anılmasının kabul ve ilan edilmiş olması nedeniyle onun ve eserlerinin tanıtılmasına somut katkıda bulunmak amacıyla yaptığım bu çalışma Piri Reis'in Anadolu kıyıları için çizdiği harita şekillerinin incelenmesinden oluşmaktadır. Piri Reis'in harita şekillerinde çizili kıyıların yerlerinde görülerek, çizimlerle teknik bakımdan uyumlu olup olmadığının araştırma ve incelemesi bu çalışmama kadar hiç kimse tarafından yapılmamıştır. Bu nedenle bu çalışmam bir ilktir.
ANILARIMI YAZMAYI DÜŞÜNMÜYORUM
Bu ilk kitabınız mı, devamı olacak mı, anılarınızı yazmayı düşünüyor musunuz?
Piri Reis ile ilgili olan uluslararası ve yurtiçindeki sempozyum tebliğlerim (ki bunlar 30- 35 sayfalık küçük kitapçıklar gibi olup piyasada yayımlanmayarak tebliğ kitaplarında bulunurlar) haricinde yayımlanan ilk kitabımdır.
Bu kitaptan evvel İzmir, Piri Reis Denizcilik Derneği'nin evvelce düzenlediği Göksel Seyir Semineri için yazdığım 265 sayfalık bu seminerin ismine uygun Göksel Seyir isimli bir kitabım vardır. Bu kitap yalnız seminerin katılımcılarının adeti kadar her defasında basılmış olup piyasada satılmamıştır.
500 sene evvel yaşanmış olan olayları düşte yaşamak nasıl bir şey?
Piri Reis ile ilgili olarak ikinci kitabımın yazımı yeni bitti ve baskıya hazırlanıyor. Bu yeni kitabın ismi; Piri Reis'in Gemicilik İlmi olacak.
Bu kitabın içeriliğinin hazırlanması 12 yıllık bir zaman aldı. Piri Reis'in meşhur Bahriye isimli eseriyle bu zaman içinde Akdeniz ülkelerinin bütün kıyıları dolaşarak 14 bin deniz milinden fazla bir mesafe geçtim. 500 sene evvel yaşanmış olan olayları düşümde yaşayarak dolaştım.
Akdeniz'i Bahriye eseriyle gezen benden başka bu güne kimse kadar çıkmamıştır. Piri Reis'in anlattığı çok ilgi çekici ve hayret verici olayları 16. yüzyılın koşulları içinde yaşadım. Bu yayımlamaya çalıştığım kitabım 20 senelik bir çalışmanın ürünüdür. Yakın zamanda piyasaya çıkmış olan ve sizin de gördüğünüz Piri Reis, Anadolu Kıyılarının İlk Harita Şekilleri isimli bu kitabım konu ettiğim çalışmanın içinden çıkmış bir bölümdür. Bu kitap yurdumuzda ve Batı dünyasında yapılmış olan ilk çalışmadır. Kısıtlı veya daha doğrusu 500 adet olmak üzere belli sayıda basılmıştır.
Çünkü kimse kitap okumuyor ve bunun gibi araştırma ve inceleme konusu olanların yanından bile geçmiyorlar. Ben bu kitapları para kazanmak için yapmıyorum. Arkamda bırakacağım dümen suyumda her zaman hatırlanarak anılacağım bir eser bırakmak arzusu ile yaptım ve yapmaya devam ediyorum.
Anılarımı yazmayı düşünmüyorum çünkü benim 40 senelik deniz hayatımla kimsenin ilgileneceğini zannetmiyorum.
Gittiğiniz denizleri sormayayım da deniz yolu ile gitmediğiniz yer kaldı mı?
Elbette var. Olmaz mı? Ben kısa zaman içinde çok yer gezmek ve görmek için sık sık gemi değiştirmişimdir.
Böyle sık sık gemi değiştiren denizcilere bizim eski gemiciliğimizin tabirince küpeşteci derlerdi. Ben de iyi bir küpeşteci idim. Ama iyi de gemiciydim.
Denizcilik ile ilgili yeni denizcilere tavsiyeleriniz var mı?
Elbette var. İster gerçek ister amatör denizciler olsun önce şunu bilmelidirler.
Denizcilik mesleği veya uğraşısı hafife alınacak bir uğraşı değildir. Asla şakaya alınamayacak kadar tehlikelerle dolu bir uğraştır. Denize ve kurallarına saygı duyulmalıdır. Denizcilik uğraşının kesinlikle uyulması gereken kurallarına karşı kural koymaya hiçkimse kalkışmasın.
"70'Lİ YILLARIN EN HIZLI KAPTANI BENDİM"
Bizi gülümsetecek ya da düşündürecek bir kaç anınızı anlatabilir misiniz?
Sene 1978 Nisan ayının 1. günü. Şaka değil bu, gerçek.
Rusya'nın Karadeniz'deki Poti Limanı'ndan Hidrofii Kometa- M tipi yolcu gemisini İstanbul'a getirmiştik. Bu gemi çok büyük hıza ulaşınca başı ve arka kısımları geminin altında bulunan ön ve arka kızaklarının üstüne yükselerek tekne gövdesi deniz suyunun 2.5 metre suyun üstüne çıkıyordu ve böyle seyir yapılıyordu. Hiç kimse bu tip bir gemiyi o güne kadar görmüş değildi. Türk yazılı medyası gemiye anında Deniz Otobüsü ismini vermişti.
Kaptanı olduğum bu gemi ile Alanya- Girne (Kıbrıs) arasında seferlere başlamak için İstanbul'daki millileşme ve ardından da gösteri seferlerini tamamlayarak bir gün sabah saat 10.00 da Ortaköy arabalı vapur iskelesinden Güney Akdeniz'e gitmek için armatör ve misafirleriyle beraber hareket ettim. Aynı günün akşamüzeri saat 19.30'da yakıt ikmali yapmak ve geceyi geçirmek için Kuşadası iskelesine 9.5 saatlik seyir sonunda yanaştım. Şu mesafeye ve bir de gittiğim hıza bakın. Bir şey daha söylememe izin verin, Alanya- Girne arası 96.5 deniz milidir. Ben bu mesafeyi üç saat on beş dakikada saatte 32.5 deniz mili hızla alıyordum.
Bu nedenle de o yılda Türk Deniz Ticaret gemileri içinde en hızlı giden kaptanı ben ve kardeş gemiyi kullanan arkadaşım Kaptan Mehmet Sağcan idi.
Bunları günümüzde kimse bilmez. Bu anlatım ilk olarak burada sizin için yapıldı.
DENİZLERİN KİBAR KORSANI
Sizin lakabınızın Kibar Korsan olduğunu biliyorum, hatta emekli olduğunuzda Kibar Korsan isimli denizciler ile ilgili hatıra ve süs eşyaları satan Kızlar Ağası Hanı'nda bir işyeri açmıştınız. Sahi bu Kibar Korsan adı nereden geliyor?
Bu lakaba sahip olmak pek o kadar kolay olmadı. İyi gemicilik kurallarına karşı göstermiş olduğum anlayış ve saygı nedeniyle denizci milletinin takdirine mazhar olmamdan dolayı bir grup meslektaşımın bana layık gördükleri bir lakap, bir isim olarak takıldı. Benim istemim dışında bir addı ve zamanla ben de kabullendim. Bu arada söylemem gerekir ki mesleğimin belirli dönemlerinde pek de akıllıca sayılmayacak ancak eski korsanların seferlerindeki mesleki kurnazlıklarına benzer deniz seferlerim ve manevralarımın olmasından dolayı kinaye olarak bu isim takılmıştı. Hepsi bu kadar.
KAPTAN FATİH AHMET TÜRKÜSTÜN KİMDİR?
Fatih Ahmet Türküstün 3 Ağustos 1943'de İzmir Karşıyaka'da doğdu. Karşıyaka Koleji'nden 1964 yılında mezun oldu. Denizcilik mesleğine atıldı. Gemi adamı yönetmeliği gereğine uygun olarak mesleki sınav ve terfi ile yükselerek kaptan yeterliliğini aldı.
1964-1996 yılları arası Türk ve yabancı bayraklı gemilerde güverte vardiya zabiti ve kaptan olarak çalıştı. Meslekten yetişmiş ticaret gemisi kaptanıdır. 1996 yılında özel sektörden emekli oldu. 1978 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi'ne ait Koca Piri Reis isimli araştırma gemisini Almanya'da teslim alıp yurda getiren ilk kaptandır. Üniversitede 1978-1983 yılları arasında çalışmıştır. 2001 yılında kurucu üye olarak İzmir Piri Reis Denizcilik Derneği'nde görev aldı. Halen derneğin denizci eğitmenidir. İyi düzeyde İngilizce bilen Türküstün, evli ve iki çocuk babasıdır.KAYNAK: YENİ ASIR GAZETESİ